ABD’nin Tarife Politikasının Emtia Piyasalarına Etkisi
Fitch tarafından yapılan son açıklamada, Amerika Birleşik Devletleri’nin tarife politikasının emtia piyasalarında yaratabileceği oynaklık artışına dair bazı önemli değerlendirmeler sunuldu. Açıklamada, ABD’nin 12 Mart itibarıyla çelik ve alüminyum ithalatındaki muafiyet ve kota sistemini kaldırmayı, çeliğe yönelik %25’lik tam gümrük vergisini yeniden uygulamayı ve alüminyum ithalatındaki gümrük vergisini %10’dan %25’e yükseltmeyi planladığı hatırlatıldı.
Ayrıca, ABD’nin Meksika ve Kanada’dan yapılan ithalatın büyük çoğunluğuna %25, Kanada’dan gelen enerji kaynaklarına %10 ve Çin’e %10 gümrük vergisi uygulayacağı belirtildi. Meksika ve Kanada’ya yönelik tarifelerin ise ikili müzakereler için bir ay süreyle askıya alındığı ifade edildi.
Açıklamada, ABD’nin iç tüketimi için büyük ölçüde alüminyum ithalatına bağımlı olduğu ve bu ithalatın yaklaşık %70’inin Kanada’dan yapıldığı vurgulandı. Bu nedenle, alüminyum piyasasının en fazla etkilenmesi bekleniyor. Tarifelerin, ABD’deki alüminyum fiyatlarını artırabileceği öngörülüyor. Kanada’nın, ABD’nin politikalarını dengelemek amacıyla Avrupa’ya alüminyum ihracatını artırabileceği, ancak bunun küresel arz ve talep üzerinde önemli bir etki yaratmayacağı da belirtiliyor.
Geçmişte uygulanan tarifelerin, ABD’deki alüminyum üretimini etkili bir şekilde artırmadığına dikkat çekilirken, bu tarifelerin uzun süre devam etmesinin otomobil ve içecek kutusu üreten firmalar gibi alüminyum kullanan sektörlerin karları üzerinde baskı yaratabileceği ifade edildi.
ABD’nin Yerli Üretim Kapasitesinin Artırılması
Açıklamada, ABD’nin net çelik ithalatçısı olduğu ve yurt içi kapasitenin artırılması gerektiği aktarıldı. Bununla birlikte, ülkenin talebi karşılamak için en büyük tedarikçileri olan Kanada, Meksika ve Güney Kore’den ithalata güvenmeye devam edeceği kaydedildi. Tarife sistemindeki değişikliklerin etkisinin, kalan olası muafiyetlere ve tarifelerin süresine bağlı olacağına da dikkat çekildi.
ABD’nin yerli çelik fiyatlarını artırarak yerel üreticilere fayda sağlamasının beklendiği vurgulandı. Ayrıca, ABD’nin Avrupa Birliği’nin çelik ihracatında ikinci sırada yer aldığına değinildi. Önceden tanınan tarife muafiyetinin kaldırılmasının, Avrupalı çelik üreticilerinin karlılığını olumsuz yönde etkileyebileceği belirtildi.
Ayrıca, ABD’nin çelik ithalatındaki payının %1’den daha az olması nedeniyle, Çin’in çelik ürünlerine yönelik ek gümrük vergilerinden minimum düzeyde etkilenmesi bekleniyor. Ancak, elektronik ve yeni enerji gibi alt sektörlerin, diğer bölgelerden artan rekabet nedeniyle talep şoklarıyla karşılaşabileceği ve bunun da Çin’in çelik tüketimi üzerinde baskı oluşturabileceği ifade edildi. Bu durum, Çin’in çelik ihracatını Hindistan ve Avrupa gibi diğer ülkelere yönlendirebilir ve potansiyel olarak yerel çelik üreticilerinin marjlarını sıkıştırabilir.
Sonuç olarak, temel makroekonomik çalışma varsayımlarından daha agresif ABD ticaret politikalarının, küresel ekonomi ve Çin’in büyümesi üzerinde baskı oluşturarak petrol, baz metaller ve kimyasallar gibi daha geniş bir emtia grubuna yönelik uzun vadeli talebi etkileyebileceği kaydedildi.