Commerzbank’tan Stratejik Yeniden Yapılanma Hamlesi
Almanya merkezli Commerzbank, ülke ve İtalya’daki bankalar arasındaki birleşme girişimlerine karşı koymak amacıyla önemli bir stratejik yeniden yapılanma sürecine girmeyi planlıyor. Bu kapsamda, banka, toplamda 3 bin 900 çalışanını işten çıkarma kararı aldı. İş gücü azaltımının çoğunlukla Almanya’da gerçekleştirileceği belirtilirken, bu sürecin 2028 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor.
Commerzbank, iş gücü azaltımına rağmen, Almanya dışındaki bazı bölgelerde yeni işe alımlar yapacağını da duyurdu. Bu strateji ile banka, toplam 36 bin 700 tam zamanlı pozisyon sayısını korumayı amaçlıyor. Bu adım, bankanın iş gücünü daha verimli hale getirme ve operasyonel etkinliği artırma hedefinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
CEO Bettina Orlopp’un Rehberliğinde Stratejik Yeniden Yapılanma
Banka, CEO Bettina Orlopp’un liderliğinde birkaç aydır devam eden stratejik yenileme sürecinin önemli bir parçası olarak bu değişiklikleri hayata geçiriyor. Orlopp, bu sürecin Commerzbank’ın “önemli değer potansiyelini” ortaya çıkaracağına dair inancını daha önce dile getirmişti. Bu yeniden yapılanma, bankanın gelecekteki büyüme stratejisine yön vermeyi amaçlıyor.
Commerzbank’ın Bağımsızlık Mücadelesi
Commerzbank, İtalya’nın en büyük bankalarından biri olan UniCredit’in birleşme tekliflerine karşı durmayı hedefliyor. Bu birleşme görüşmeleri, Almanya’nın finans sektöründeki bağımsızlık mücadelesinin bir sembolü haline geldi. Commerzbank için bu süreç, yalnızca bir finansal strateji değil, aynı zamanda Almanya’nın yabancı alıcılara karşı finansal bağımsızlığını koruma çabası olarak da değerlendiriliyor.
Yeniden Yapılandırma Maliyeti 700 Milyon Euro
Banka, bu stratejik değişikliklerin maliyetinin 2025 yılı itibarıyla 700 milyon euro olacağını tahmin ediyor. Devletin kısmi kontrolünde olan Commerzbank, UniCredit’in yaklaşımını “düşmanca” olarak tanımlıyor ve bağımsız bir kurum olarak başarılı olabileceği mesajını yatırımcılarına iletmeyi hedefliyor. Bu durum, Commerzbank’ın gelecekteki bağımsızlık hedeflerini destekleyen önemli bir adım olarak öne çıkıyor.