ABD ve Ukrayna Arasındaki Kriz: Zelenski ve Trump’ın Görüşmesi
Beyaz Saray’da, Ukrayna-Rusya savaşına bir çözüm bulmak ve Ukrayna’nın değerli madenlerinin büyük bir kısmını ABD’ye taahhüt eden bir anlaşmayı imzalaması için yüz yüze görüşen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile ABD Başkanı Donald Trump, basının önünde tartıştılar. Zelenski, imzayı atmadan Oval Ofis’ten ayrılırken, ABD, yardımlarını kesmeye başladı. Üç yıldır süregelen savaş boyunca, ABD Ukrayna’nın en büyük destekçisi oldu. Ukrayna’ya gönderdiği topçu sistemleri, silahlar, zırhlı araçlar ve savaşta ikonik hale gelen kısa menzilli füze sistemi HIMARS sayesinde Rusya’nın ardı arkası kesilmeyen saldırılarına dayandı. Ancak, Trump ile yaşanan tartışmanın ardından bu yardımların devamı olası görünmüyor. Trump, tartışma sırasında “Kartlar senin elinde değil. Bizimle birlikteyken kartlar senin elinde, bizimle birlikte değilsen, kartlar elinde değil” diyerek Zelenski’yi uyarırken, Zelenski de “Biz kart oynamıyoruz” yanıtını verdi.
Yeni Arabulucu Kim Olabilir?
Bu tartışmayla birlikte ABD’nin barış görüşmelerinde arabulucu olarak rol oynamaktan çekilmesi gündeme geldi. Tartışmanın ardından Trump, sosyal medya hesabından “Ukrayna, savaşmaya devam etmek istiyor. Barış istediğinde tekrar görüşebiliriz” açıklamasını yaptı. Eğer ABD arabuluculuk rolünden çekilirse, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi olası arabulucular dikkat çekiyor. Türkiye, Beyaz Saray’daki görüşmelerden önce önce Zelenski, ardından da Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’u ağırlayarak nihai bir barışa olan bağlılıklarını ifade etmişti. Zelenski ve Trump’ın Beyaz Saray’da canlı yayında yaşanan tartışmasının ardından Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği, Zelenski’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan fotoğrafını paylaştı. Ancak Türkiye’nin, Ukrayna’nın NATO üyeliğini desteklemesi ve Ukrayna’ya silah ve zırhlı araç sağlaması, Rusya’nın Türkiye’yi arabulucu olarak istememesine yol açabilir. Diğer yandan Suudi Arabistan, Riyad’da ABD ve Rusya’nın buluştuğu ilk görüşmenin ev sahipliğini yapmıştı. Savaş boyunca insani yardımlarda bulunan ve herhangi bir askeri destek vermeyi reddeden Riyad, yeni arabulucu olarak rol oynayabilir.
Ukrayna Zor Durumda
ABD hükümetinin Ukraine Oversight sitesine göre, Ukrayna’ya 182.75 milyar doları askeri, lojistik, altyapı ve sağlık harcamaları için gönderildi. Bu rakamın 140 milyar doları Ukrayna’ya ulaştırıldı, ancak 83 milyar doları bu yıl boyunca ulaştırılmak üzere ayrılmıştı. 163 milyar dolar, Ukrayna’nın savaş kapasitesini korumak için belirlenirken, 10.55 milyar dolar da insani yardımlar için hazırlandı. Bu yardımların büyük bir kısmı 2022-2024 döneminde devam eden Biden hükümeti tarafından onaylandı. Biden döneminde taahhüt edilen Ukrayna fonları, Trump döneminde de devam etti. Ukrayna’ya olan yardımlar, 2025 yılında en yüksek seviyeye ulaşacak. Diğer yandan Avrupa Birliği (AB), savaşın başladığı üç yıl boyunca Ukrayna’ya 145 milyar dolar yardımda bulundu. Bu yardımların yüzde 65’i hibe, yüzde 35’i ise borç olarak verildi. 2025 yılı için Ukrayna’nın yeniden inşası için 50 milyar dolar ayrılırken, 2027’de bu rakam 54 milyara yükselebilir. Ukrayna, ABD’nin desteğini kaybetmesi halinde, aldığı toplam yardımların yarısından fazlasını sağlayan destekçisini kaybetmiş olacak. Bu zamana kadar yardım göndermekte ABD’ye göre daha çekimser kalan AB, her ne kadar yardımları artırma taahhüdünü yinelese de, İngiltere, Almanya ve Fransa’daki siyasi zorluklar ve bütçe belirlemedeki güçlükler, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı yalnız kalması anlamına gelebilir.
Rusya Güç Topluyor
Diğer yandan, savaş boyunca yaptırımlar ve uluslararası yalnızlaşma ile yüzleşen Rusya, Trump’ın Rusya yanlısı kabul edilen açıklamalarının ardından bir yükseliş yaşadı. ABD ve AB yaptırımları nedeniyle Rusya, en karlı ihracat kalemleri olan gıda ve enerji ürünlerinde büyük kayıplar yaşamıştı. Ancak Rusya, savaş ekonomisine geçerek bu durumu düzeltmeyi başardı. Şimdi, üç yıldır değer kaybeden ruble, yıllar sonra ilk kez yaklaşık yüzde 3,5 oranında değer kazandı. Trump, Rusya üzerindeki yaptırımların kaldırılması için çaba gösterirken, aynı zamanda Rusya’nın savaş ekonomisini de desteklemiş oldu. Rusya, Sovyetler Birliği’nden kalma mühimmat ve silahlarıyla birlikte modern silahlarını savaş alanında başarılı bir şekilde kullanarak, Ukrayna’ya karşı büyük bir ekipman sıkıntısı yaşamıyordu. Savaşın başlarında son derece yetersiz kalan Rus lojistik ağı, zamanla toparlandı. Rus birlikleri, silah ve araçlarla donatıldı ve siper hatları mayınlarla güçlendirildi. Artık Rusya, güvenli hatlardan yeterli mühimmatla Ukrayna sınırlarına taarruz düzenleyebiliyor. Buna karşın, uluslararası yardımlarla güç bulan Ukrayna, yardımların kesilmesi durumunda zor bir dönemle karşı karşıya kalıyor. Ukrayna, insansız hava aracı (İHA) üretiminde önemli ilerlemeler kaydetmiş olsa da, vurulan enerji üretim santralleri nedeniyle askeri sanayisi büyük bir darbe aldı. Ukrayna, Rusya ile yardım olmadan savaşmaya devam edebilecek bir sanayi altyapısına sahip değil.
Şimdi Ne Olacak?
Beyaz Saray’da yaşanan bu şaşırtıcı tartışmanın ardından AB ülkeleri, Ukrayna’ya olan desteklerini yinelediler. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Zelenski’ye “güçlü olması” çağrısında bulunurken, seçimleri kaybeden Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Almanya’nın Ukrayna’ya destek vermeye devam edeceğini açıkladı. Avrupa, Ukrayna’daki savaşı varoluşsal bir tehdit olarak değerlendiriyor. Avrupalı liderler, Ukrayna’nın düşmesi durumunda Rusya’nın kontrolüne geçmesinin tüm Avrupa için bir Rus tehdidi oluşturacağını belirtiyor. Ukrayna, AB’nin Rusya’ya karşı güvenliği için önemli bir tehdit olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, AB’nin Ukrayna’ya olan yardımları artırması bekleniyor. Ancak, siyasi karmaşalar ve Rus yanlısı aşırı sağın yükselişi, AB’nin Ukrayna’ya olan yardımlarının zamanında ulaşmamasına yol açabilir.