Trump ve Putin Arasında Tarihi Görüşme
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ardından, iki ülkenin Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek amacıyla “derhal” müzakerelere başlayacağını duyurdu. Trump, iki liderin “yakın işbirliği sağlama” konusunda anlaştığını ve bu görüşmelerin başarıyla sonuçlanacağına inandığını ifade etti. Savaşın sona ermesi gerektiğini vurgulayan Trump, taraflara seslenerek, “Daha fazla insan ölmemeli!” dedi.
Kremlin, söz konusu telefon görüşmesinin yaklaşık 90 dakika sürdüğünü bildirirken, bu durumun 2022’den bu yana Moskova ve Washington arasında resmi düzeydeki en uzun görüşme olduğunu kaydetti. Beyaz Saray’a göre, Putin ve Trump, önümüzdeki haftalarda Suudi Arabistan’da bir araya gelecekler. Bu tarihi görüşmeye Veliaht Prens Muhammed bin Selman ev sahipliği yapacak.
Ukrayna’nın Barış Sürecindeki Rolü
Trump’ın Putin ile görüşmeden önce Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’yi aramaması dikkat çekti. Zelenski, “Ukrayna’nın masada olmadığı bir barış anlaşması, tüm taraflar için bir felaket olur” şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak Rusya’nın tutumu nedeniyle Trump, Ukrayna’yı barış görüşmelerinin dışında tutmayı tercih edebilir. ABD yetkilileri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunda bir taahhüt almasını beklememesi gerektiğini belirtti.
Öte yandan, Rusya, müzakerelere başlamadan önce NATO’nun Soğuk Savaş sonrası Doğu Avrupa’daki askeri varlığını geri çekmesini ve Ukrayna’nın Rusya tarafından ilhak edilen dört bölgeyi tanımasını talep ediyor. Kremlinin sözcüsü Dmitri Peskov, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Liderlerimiz, ülkelerimizin birlikte çalışmasının zamanının geldiği konusunda hemfikir” dedi. Ancak barış görüşmelerinin “çatışmanın kökenlerine dair meseleleri de içermesi gerektiğini” vurguladı.
Avrupa’nın Dışlanması ve Tepkiler
Başkan Donald Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinin “çok iyi geçtiğini” belirtirken, bu açıklamalar, Washington’un Ukrayna’nın geleceğine dair müzakerelerde Avrupa ülkelerini sürece dahil etmeyeceği yönündeki endişeleri artırdı. Almanya, Fransa ve İngiltere’nin de aralarında bulunduğu altı Avrupa ülkesi, ortak bir bildiri yayımlayarak, Ukrayna’ya desteklerini “güçlendirmeye hazır olduklarını” belirtti ve ülkenin “bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne” bağlılıklarını vurguladı.
Avrupa liderleri, “ABD’li müttefiklerimizle ilerleyen süreci tartışmak istiyoruz” diyerek, Ukrayna ve Avrupa’nın barış görüşmelerinde yer alması gerektiğini belirtti. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’da kalıcı bir barışın “güçlü güvenlik garantilerini” içermesi gerektiğini söyledi ve Washington’un Ukrayna’nın NATO üyeliğini “gerçekçi bir seçenek” olarak görmediğini vurguladı. Brüksel’de NATO müttefikleriyle bir araya gelen Hegseth, ABD’nin savaş sonrası Ukrayna’da Avrupa ve Avrupa dışından birliklerin konuşlandırılmasını desteklediğini ancak ABD askerlerinin bu süreçte yer almayacağını ifade etti. NATO güçlerinin Ukrayna’ya konuşlanması halinde, bu birliklerin ittifakın ortak savunma maddesi kapsamına girmeyeceğini belirtti.
Zelenski ile Görüşmeler ve Müzakere Ekibi
Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, CIA Direktörü John Ratcliffe, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve özel elçi Steve Witkoff’u ABD müzakere ekibine liderlik etmeleri için görevlendirdiğini açıkladı. Ancak Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg’un listede yer almaması dikkat çekti. Zelenski, Trump ile yaptığı görüşmenin ardından “barışın sağlanması için mümkün olan yolları” ele aldıklarını söyledi ve Putin ile yapılan görüşmenin ayrıntılarının kendisine aktarıldığını ifade etti.
Ukraynalı üst düzey bir yetkiliye göre, Zelenski, Trump’a savaş alanındaki son gelişmeleri ve Rus güçleriyle birlikte savaşan Kuzey Kore askerlerinin durumu hakkında bilgi verdi. Trump, müzakerelerin ilk aşamasının telefon üzerinden yürütüleceğini ancak en az üç kez yüz yüze görüşme yapacaklarını belirtti. ABD Başkanı, “Önce Suudi Arabistan’da buluşacağız, orada bir ilerleme kaydedebilir miyiz göreceğiz. Ben sadece barışı sağlamaya çalışıyorum. Milyonlarca insanın ölmesini istemiyorum” şeklinde konuştu.