Öğretmenlerin Derin Bir Krizle Yüzleşmesi
Bir yıl öncesine kadar Busan’da mutlu bir öğretmenlik hayatı sürdüren Lee Ga-eun, şimdi sekiz yaşındaki oğlunun şefkat dolu sarılmalarıyla teselli bulmaya çalışıyor. Geçtiğimiz Mart ayında, öğrencilerinden biri ona, yüzünün bir başka kişinin çıplak bedenine monte edildiği bir fotoğraf gösterdi. Bu derin bir travma yaratan görüntü, yaklaşık 1.200 üyesi olan bir Telegram kanalında yayımlanmıştı. Olayın etiketleri arasında “öğretmeni rezil et” ifadesi dikkat çekiyordu. BBC muhabiri Hyojung Kim ile konuşan Ga-eun, adının gizli kalmasını isteyen öğretmenlerden biri olarak, fotoğrafın öğrencileri tarafından görüldüğüne inanıyor. “Bana baktıklarında, acaba fotoğrafı gördüler mi, yoksa beni incelemek için mi bakıyorlar diye düşünüyorum. Gözlerinin içine bakmakta zorlanıyorum, ders anlatamıyorum” diyor. Yaşadığı travma nedeniyle yedi aydır raporlu olan Ga-eun, “Çocukluğumdan beri öğretmen olmak istemiştim. Şimdi ise depresyon ve kaygı nedeniyle günde beş ilaç almak zorundayım. Kendimi hala çok çaresiz hissediyorum; işime dönmemin zaman alacağını biliyorum.” diye ekliyor.
Benzer bir durumu, Gyeonggi’de bir ortaokulda İngilizce öğretmeni olan Park Sehee de yaşadı. Onun fotoğrafları, öğrencileriyle iletişim kurduğu bir mesajlaşma uygulamasından alınıp internetteki bir platforma yüklendi. Görsellerde, Park’ın yüzü ve tanımadığı bir erkeğin yüzü, cinsel ilişkiye giren iki maymunun bedenine monte edilmişti. Fotoğrafın altına “Park Sehee oğluyla birlikte” yazılmıştı. Görüntüyü gördüğü anda nefes almakta zorlandığını ifade eden Sehee, “Geceleri uyanıp yastığımı yumrukluyordum. Öfkemi kontrol edemiyordum. Çaresizdim. Oğlumun bile bu işe karıştırılmış olması dayanılmazdı” dedi. Sehee, öğrencileriyle güçlü bir bağ kurmuştu ve onları suçlamak istemedi. Eğer suçlu kişi ortaya çıkarsa polise gitmeyeceğini belirtti. Ancak hiç kimse konuşmadı ve polis, soruşturmayı delil yetersizliği nedeniyle kapattı. Görüntüleri internette yayımlayan kişi hala yakalanamadı.
Deepfake Suçlarının Artışı
Deepfake, gerçek insanların yüzlerini yapay zeka kullanarak kopyalayıp başka görüntülerin üzerine yerleştirmek anlamına geliyor. Bu teknoloji bazen sadece şaka veya eğitim amacıyla kullanılsa da, özellikle dolandırıcılar ve müstehcen içerik üreticileri tarafından sıklıkla tercih ediliyor. Yapay zeka ile görüntü üretmek son derece kolay olduğu için, bu tür içeriklerin sayısı giderek artıyor.
Kore’de deepfake ile üretilen müstehcen içeriklerin sayısı alarm verici bir hızla artıyor. Eylül ayında yapılan bir araştırmaya göre, 500’den fazla okul ve üniversite bu tür içeriklerin hedefi oldu. Ağustos 2024’te yapılan bir ankette, öğretmen ve öğrencilerin yasa dışı şekilde deepfake ile manipüle edilmiş görsellerine dair 2.492 vaka kaydedildi. Mağdurlar arasında ilkokul, ortaokul, lise ve hatta anaokulu öğrencileri de bulunuyor. Toplamda 517 kişi etkilendi; 204’ü öğretmen, 304’ü öğrenci ve geri kalanları okul çalışanlarıydı.
‘Öğretmeni Aşağıla’ Etiketinin Yaygınlığı
Resmi şikayette bulunmayanların sayısı oldukça yüksek. Ancak rapor edilen vakalar hızla artıyor. 2021’de polise bildirilen deepfake içerikli cinsel suç vakası sayısı 156 iken, 2024’te bu rakam 1.202’ye çıktı. 2024 sonunda yayımlanan polis verilerine göre, tutuklanan 682 kişinin 548’i reşit değildi; yaklaşık 100’ü ise 10 ila 14 yaş arasındaydı. Bu yaş grubundaki çocuklar, ülkenin yasaları gereği yargılanamıyor ve cezalandırılamıyor. Öğretmenler, yetkililerin bu konuda yeterince hızlı hareket etmediğini düşünüyor. Incheon’daki bir lisede öğretmenlik yapan Jihee, X platformunda “öğretmeni aşağıla” etiketiyle paylaşılan kendisine benzer fotoğrafları gördüğünde şok yaşadı. Jihee, polise başvurdu ancak herhangi bir işlem yapılmadı. Bunun üzerine kendi araştırmasını yürütmeye karar verdi. Görsellerin hangi sınıfta çekildiğini anlamaya çalıştı, oturma düzenlerini tek tek inceledi ve üçüncü sınıftan bir öğrenciden şüphelendi. “Ben mağdurken, delil toplamak için bu görüntülere defalarca bakmak zorunda kaldım. Bu çok acı vericiydi.” diyen Jihee, 10 sayfalık bir rapor sundu; bunun üzerine polis soruşturma başlattı fakat yeterli kanıt bulunamadı. Yine de şüpheli öğrenci, başka bir öğretmeni hedef alan bir olay nedeniyle suçlandı.
Öğretmenler İçin Kaçış Yok
Öğretmenlerin mağdur olması durumunda bile, genellikle ders vermeye devam etmeleri bekleniyor. Suçlanan öğrenci ise ancak velisinin izniyle uzaktan eğitim alabiliyor. Ga-eun gibi bazı öğretmenler, sağlık raporu alarak uzak kalmayı tercih ediyorlar. Ancak bir haftadan uzun süre izin almak istediklerinde okul komitesinden onay almak zorundalar. Başvuruları reddedildiğinde, yıllık izin haklarını kullanmak zorunda kalıyorlar. Başka bir okula geçiş yapmak ise ancak mart ayındaki rutin tayin döneminde mümkün olabiliyor. Busan Eğitim Müdürlüğü’nden Kim Soon-mi, “Öğretmenlerin saldırgan öğrenciyle derhal ayrı tutulmasına yönelik bir yasa ya da rehber yok. Sadece, bir öğrencinin ‘başkalarının eğitim hakkını olumsuz etkilediği’ durumlarda sınıfın arka sırasına alınabileceği belirtiliyor.” diyor.
Öğrencilerin Algısı
Deepfake suçlarının etkileri konusunda öğrencilerin bilinçsiz olduğu görülüyor. Aralık ayında Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı bir ankete göre, ortaokul ve lise öğrencilerinin yüzde 54’ü bu suçların işlenme sebebini “sadece eğlence amaçlı” olarak değerlendiriyor. Ga-eun, bu düşünce tarzının ciddi bir problem olduğunu vurguluyor. Geçen yıl, bir öğrencinin kadın öğretmenlerin tuvaletine gizli kamera yerleştirdiği bir olay yaşandığını hatırlatıyor. Derste bazı öğrencilerin kasıtlı olarak kendisini diğer öğrencilere itmeye çalıştığını ve cinsel içerikli şakalar yaptıklarını belirtiyor. Uyarılara rağmen, öğrenciler bu davranışlarını savunmaya devam ediyor. “Şaka yaptıklarını söylüyorlar. Bunu bir suç olarak görmüyorlar.” diyor.
16 yaşındaki Yu Ji-woo, bir arkadaşının deepfake içerikli fotoğraflarının paylaşıldığını öğrendiğinde şaşkınlığa uğramış. “Bu konuda ülke çapında bir eğitim verilmesini beklerdim ama yok.” diyor. Eğitim Bakanlığı’ndan Chung Il-sun, deepfake suçlarını “çok ciddi bir mesele” olarak gördüklerini belirtiyor. “Okullara ve komitelere, bu suçları işleyen öğrencilere karşı taviz verilmemesi ve sert önlemler alınması gerektiğini bildirdik.” diyor. Bakanlık, öğrencilere bunun bir şaka olmadığını, bir suç olduğunu anlatmak için farkındalık kampanyaları düzenlemeye başladı. Ancak bu kampanyalar, öğrencilerin bu teknolojileri kullanarak yarattığı görüntülerin önüne geçmekte yetersiz kalıyor.