Macron’un AB’nin Geleceği İçin Çizdiği Yeni Rotası: Trump’ın Etkisi ve Yolun Sonu

featured

Macron’dan Trump Açıklamaları: Avrupa’nın Geleceği Tehlikede

Macron'dan Trump Açıklamaları: Avrupa'nın Geleceği Tehlikede

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yeniden iktidara gelmesinin Avrupa için bir “elektroşok” etkisi yaratacağını belirtti. Macron, Avrupa’nın kendi geleceğini güvence altına alması gerektiğini vurguladı. Elysee Sarayı’nda verdiği röportajda, Avrupa’nın savunma ve ekonomi alanında daha fazla güçlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile barış görüşmeleri yapma kararı hakkında konuşan Macron, Ukrayna’nın haklarını savunacak tek kişinin Devlet Başkanı Volodimir Zelenski olduğunu ifade etti. Macron, “Teslimiyet anlamına gelen bir barış, herkes için zararlı olur” diyerek, “Önemli olan, Putin’in kalıcı ve güvenilir bir şekilde ateşkese razı olup olmayacağıdır. Sonrasında müzakere süreci Ukraynalıların elindedir” dedi.

‘Yolun Sonuna Geldik’

Macron, uzun bir süredir Avrupa’nın kendi güvenliği konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini savunuyor. Bunu sağlamanın yegâne yolunun ekonomik bağımsızlığı artırmak ve ABD ile Çin’e olan bağımlılığı azaltmak olduğunu dile getirdi. Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünü, Avrupa’nın savunma, ekonomi ve teknoloji alanlarında yatırım yapması için bir fırsat olarak gördüğünü söyledi. 1992’de Avrupa Birliği tarafından kabul edilen mali ve parasal çerçevenin artık geçerliliğini yitirdiğini savunan Macron, “Şu an Avrupa’nın hızlanma ve harekete geçme zamanıdır” açıklamasında bulundu. Başarısızlığın Avrupa için bir seçenek olmadığını belirterek, “Başka bir seçeneğimiz yok. Yolun sonuna geldik” dedi.

‘Yükü Üstlenmeliyiz’

Macron’un bu açıklamalarına Avrupa’da pek çok liderden net bir yanıt gelmedi. Fransa’daki siyasi çıkmaz ve geçen yılki erken seçim sonrası yaşadığı güç kaybı, Macron’un AB içindeki etkisini zayıflatmış durumda. Fransa’nın kamu maliyesindeki sıkıntılar, savunma ve diğer alanlarda gerekli yatırımları yapma kapasitesini de kısıtlıyor. Ancak Macron, Ukrayna’nın güvenliğinin Avrupa’ya bağlı olduğunu belirten Trump’ın açıklamalarına destek verdi. ABD’nin dış politika önceliklerinin giderek Avrupa’dan Asya’ya kaydığını kabul eden Macron, bu eğilimin Trump ile başlamadığını belirtti. Biden yönetiminin Avustralya ve Birleşik Krallık ile imzaladığı “Aukus” nükleer denizaltı anlaşması ya da Afganistan’dan çekilme kararları öncesinde kendisine danışılmadığını ifade etti. Macron, “Trump’ın Avrupa’ya söylediği şey şu: Yükü siz taşıyacaksınız. Ben de diyorum ki, bu yükü üstlenmeliyiz” şeklinde konuştu.

‘Herkes Kendi Rolünü Oynamalı’

Trump’ın Putin ile Ukrayna’daki savaşın sonlandırılması için yaptığı görüşmeler, Avrupa’da öfkeyle karşılandı. Ancak Macron, daha temkinli bir yaklaşım sergiledi. Geçen hafta Trump ile telefonla görüştüğünü söyleyen Macron, ABD başkanının attığı adımlardan “şaşırmadığını” belirtti. Trump’ın bir müzakere süreci başlatarak bir “fırsat penceresi” açtığını savundu. “Herkes kendi rolünü oynamalı” diyen Macron, ABD’nin stratejik anlamda sürece yön verebileceğini ancak Ukrayna’nın toprak ve egemenlik meselelerinde kararı alacak taraf olması gerektiğini vurguladı. Avrupa’nın burada devreye girerek güvenlik garantileri ve daha geniş bir bölgesel güvenlik çerçevesini tartışması gerektiğini söyledi.

Macron'un AB'nin Geleceği İçin Çizdiği Yeni Rotası: Trump'ın Etkisi ve Yolun Sonu

Macron, bazı Avrupalı liderlerin Washington’un Putin’e fazlasıyla taviz verdiğine inandığını belirtti, ancak eleştiriden kaçındı. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in, Ukrayna’nın NATO’ya katılımının “gerçekçi bir seçenek olmadığını” söylediğini hatırlattı. Trump’ın da daha sonra üyeliğin “işlevsel olmadığını” düşündüğünü açıkladığını belirtti. Macron, Avrupa’nın Ukrayna’daki barışı nasıl garanti altına alacağına dair müzakerelere öncülük ediyor.

‘AB Bağımsız Olmalı’

Fransa’nın, Ukrayna’ya asker göndermeyi de içeren bir caydırıcılık planı üzerinde çalıştığı biliniyor. Ancak Macron, Zelenski’nin 150 bin ila 200 bin asker gerekeceğini söylediği bir konuşmaya atıfta bulunarak, böyle büyük çaplı bir konuşlandırmanın “gerçekçi olmadığını” ifade etti. “Atacağımız adımlar ölçülü, makul ve iyi düşünülmüş olmalı” dedi. Avrupa’nın savunmasını güçlendirmesi gerektiğini savunan Macron, ABD’den askeri teçhizat satın almaya bağımlılığın azaltılması gerektiğini de vurguladı. Fransız-İtalyan ortak üretimi SAMP-T hava savunma sisteminin ABD yapımı Patriot füze sisteminden daha üstün olduğunu savundu. “Tam anlamıyla entegre bir Avrupa savunma sanayi ve teknoloji altyapısı geliştirmeliyiz” dedi. Bunun yalnızca askeri harcamalarla ilgili bir tartışma olmadığını belirterek, Avrupa’nın ABD’nin bir müşterisi olmaktan çıkıp, kendi güvenliğini inşa etmesi gerektiğini ifade etti. Avrupa ülkelerinin savunma yatırımlarını artırabilmesi için daha yenilikçi finansman modellerine ihtiyaç duyduğunu belirten Macron, bunun pandemide olduğu gibi ortak AB borçlanması yoluyla finanse edilebileceğini söyledi. Almanya’nın bu fikre karşı çıktığını, ancak yaklaşan federal seçimlerin ardından bu tutumun değişebileceğini umduğunu dile getirdi.

Macron'un AB'nin Geleceği İçin Çizdiği Yeni Rotası: Trump'ın Etkisi ve Yolun Sonu

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin