Otoimmün Otonomik Gangliopati (AAG) ile Mücadele Eden Genç Kadın
Otoimmün otonomik gangliopati (AAG), bağışıklık sisteminin sinir hücrelerine saldırdığı nadir bir hastalıktır. Bu hastalığın pençesinde kalan bir genç kadın, sosyal hayatından tamamen izole bir yaşam sürmek zorunda kaldığını ifade ediyor.
Hastalık Süreci ve Bağırsak Sorunları
Annie’nin hastalık süreci, 12 yaşında ilk belirtilerle başlamış ve 15 yaşında bu belirtiler ağırlaşarak hastane ziyaretlerini artırmıştır. 18 yaşında sonunda doktorlar, AAG teşhisini koysa da, durumunun 22 yaşında ölümcül bir hal alması, onun yaşamını derinden etkilemiştir.
Bağırsaklarının vücuduna yeterli besin ve sıvıyı emememesi nedeniyle bağırsak yetmezliği de yaşayan Annie, doktorların müdahalesiyle bağırsaklarının 3 metrelik bir bölümünü almak zorunda kaldığını açıkladı.
Yemek Yememe Sendromu ve Sosyal Hayat Üzerindeki Etkileri
Annie, yemek yememenin sosyal hayatını nasıl etkilediğini şu şekilde dile getiriyor: “İnsanlara yemek yiyememenin ne anlama geldiğini anlatmak gerçekten zor. Yemek, pek çok kişi için sıradan bir aktivite olabilir ama benim için bu, ciddi bir tehlike anlamına geliyor. Sosyal yemeklere katılamamak, pişen yemeğin kokusunun bile beni hasta etmesi, hayatımda büyük bir boşluk oluşturdu.”
Aylardır hastanede yatan ve birçok ameliyat geçiren genç kadın, yaşadığı yalnızlık hissini ise “Kimseye hasta olduğumu bile söylemek istemedim. Sadece iyileşeceğimi düşünüyordum ve bu dönemi hayatımdan çıkarabileceğimi sanıyordum. Ama ne kadar yanıldığımı şimdi daha iyi anlıyorum.” sözleriyle ifade ediyor.
Gelecek Korkusu ve Psikolojik Yük
Hastalığı nedeniyle gelecekle ilgili plan yapamamanın kendisini en çok zorlayan durumlardan biri olduğunu belirten Annie, yaşadığı psikolojik yükü de şu şekilde aktarıyor: “Hayatımın bu kadar kısa sürede sona ereceğini hiç düşünmemiştim. Geleceğe dair hayal bile kuramamak beni mahvediyor. Aylarca süren korkunç semptomlar, ameliyatlar ve ilaçlarla yaşamak zorundayım. Bu süreci yaşamayan birinin, çektiğim acıyı anlaması gerçekten mümkün değil.”