Çernobil’de Hayat Yeniden Canlanıyor
1986 yılında Çernobil Nükleer Santrali’nde meydana gelen erime, insanlık tarihinin en büyük çevresel felaketlerinden birine yol açtı. Bu trajik olay, çevreye radyoaktif maddelerin en yüksek seviyede salınımına neden oldu. Çernobil’de yaşanan nükleer felaketin ardından uzun yıllar boyunca bölgedeki yaşam neredeyse yok oldu. Ancak zamanla, bu yasak bölgeye yeniden hayat dönmeye başladı.
Ukrayna’nın kuzeyindeki bu lanetli topraklarda, doğu ağaç kurbağalarının 2022 yılında yapılan bir araştırmayla yeşil yerine siyah deriye sahip olduğu keşfedildi. Bilim insanları, bu mutant kara kurbağalarını incelediğinde oldukça ilginç bir bulguya ulaştılar: Çernobil’in radyasyona maruz kalmış ormanları, medeniyetin geri dönüşüne şahitlik edebilir.
Kurbağaları inceleyen bilim insanları, bu yaratıkların yeşil kurbağalar kadar uzun yaşadıklarını ve daha hızlı yaşlanmadıklarını tespit ettiler. Bu bulgu, sıfır noktasının etrafındaki, erişimin kısıtlı olduğu yasak bölgenin yeniden insan yaşamına uygun hale gelebileceğini gösteriyor. İspanya’daki Oviedo Üniversitesi’nden yeni araştırmanın ortak yazarı Germán Orizaola, “Koyu renkli ve normal renkli kurbağalar arasında yaş açısından herhangi bir fark görünmüyor” diyerek, araştırmalarının ilginç sonuçlarına dikkat çekti. Ayrıca, “Radyoaktif kirlenmenin tüm gradyanında, yasak bölge dışındaki yerler de dahil olmak üzere toplanan kurbağalar arasında yaş veya yaşlanma oranı açısından herhangi bir fark bulamadık. Çalışmamızın mesajı, Çernobil’deki ağaç kurbağalarının maruz kaldığı mevcut radyasyon seviyelerinin yaşlarını veya yaşlanma süreçlerini etkilemediğidir.” şeklinde ekledi.
Kurbağaların Derisi Neden Siyaha Dönüştü?
Kurbağaların derilerinin koyulaşmasını sağlayan melanin pigmenti, onları radyasyona karşı koruyor. Dr. Orizaola, bu mutasyonun kazadan hemen sonra, radyasyon seviyelerinin yükselmesiyle bağlantılı olduğunu belirtirken, mevcut radyasyon seviyeleriyle bir bağlantı olmadığını vurguladı. Kurbağaların yasak bölgede normal bir şekilde yaşayabilmeleri, bu bölgenin bir kez daha insan yaşamı için güvenli hale geldiğini gösteriyor.
Dr. Orizaola, kaza sonrasında yayılan radyoaktif maddenin yüzde 90’ından fazlasının parçalanarak yok olduğunu kaydederek, şu anda radyasyonun kurbağalara zarar vermediğini düşündüklerini ifade etti. Araştırmanın sonuçları, bölgede yabani yaşamın artık sorunsuz bir şekilde devam ettiğini gösteriyor ve bu durum, bölgenin bir kez daha insan yerleşimine uygun olabileceğini destekliyor.
O dönem, Çernobil’in kontrolüne sahip olan Sovyetler Birliği, büyük bir alanı yasak bölge ilan etti ve çoğu bölge sakini tahliye edildi. Sadece birkaç kişi bölgede kaldı; bunlar genellikle bölgeden ayrılmayı reddedenler veya gizlice geri dönenlerdi. Yıllar geçtikçe, bölgedeki insan faaliyetinin olmaması, biyolojik çeşitliliğin artmasına katkıda bulundu.
Ancak Dr. Orizaola, güvenli olsa bile bu nedenle bölgenin yeniden yerleşime açılmaması gerektiğine inanıyor: “Bu bölgenin radyasyonun uzun vadeli etkilerinin anlaşılması için doğal bir laboratuvar ve doğa koruma açısından önemli bir alan olarak değeri, insan yerleşiminin olduğu alandan daha fazladır. Benim görüşüme göre ideal durum, söz konusu alanı insan faaliyetlerinden, özellikle de madencilik faaliyetlerinden korumak ve burayı kazanın anısını yaşatmaya adamak. Eşsiz bir doğa rezervi olarak korunmalı.”
Araştırma Biology Letters dergisinde yayımlandı.