Cannes Film Festivali Alkışlarının Sırları

featured

Cannes Film Festivali’nde bazı filmler 10 dakikadan uzun süre ayakta alkışlanabiliyor. O kadar ki, 2006’da Pan’ın Labirenti filmi festivalde gösterildiğinde seyirciler 22 dakika ayakta alkışlamışlardı.

Ben de kızımdan zamanlayıcıyı kurmasını isteyerek Cannes alkışını denemeye çalıştım. Saniyeler geçerken “Baba, niye bunu yapıyoruz?” diye soran kızıma da, “Bilim için” yanıtını verdim. 60 saniye sonra, “Kolaymış, ben bunu sonsuza kadar yapabilirim” diye düşünürken, bir süre sonra aklıma bazı sorular düştü: Sahi ya, neden alkışlama ihtiyacı duyarız? İnsanlar neden en başta bir şeyi ya da birini takdir etmek için avuçlarını birbirine vurmaya başladı? Başka hayvanlar da alkışlıyor mu? Neden Cannes izleyicileri, ya da bizler, korna çalmak, ıslık çalmak veya başka bir davranışta bulunmak yerine alkışlamayı tercih ediyoruz? Psikolog Alan Crawley, Homo Sapienslerin (modern insan) çok eski tarihlerde alkışlamaya başladığını savunuyor.

Alkışın Tarihi

  • İncil’de birkaç kez ibadet için veya sevinildiğini göstermek için alkıştan bahsediliyor. Antik Mısır’da da bu amaçla insanların ellerini çırptığı düşünülebilir. Ancak görünen o ki, tiyatro oyunlarının ya da konuşmaların alkışlanması, ancak Antik Roma dönemine gelindiğinde ortaya çıktı. Antik Roma liderlerinin gözünde alkışlar, aynı sosyal medyada alınan beğenilerin sayısı ya da beğeni anketleri gibi, popülerliğin hesaplanabilmesine yardım eden, duyulabilir bir ölçüm aracıydı.
  • Alkışlamak oldukça basit bir eylem. Araştırmalar bebeklerin ancak bir yaşında kasıtlı olarak alkışlayacak koordinasyona eriştiğini gösteriyor. Çocuklar ise kolaylıkla alkış tutabiliyor. Şiir okumalarındaki parmak şıklatma gibi davranışlara göre daha kolay. Bu nedenle farklı kültürler arasında yaygın.
  • Bazı araştırmacılar, alkışın beğeni gösterisi olmanın yanında başka amaçlar da taşıdığını öne sürüyor. Mesela izleyiciler, bir ritüel etkinlik sırasında belli geçişlerde özellikle alkış tutuyorlar. Maçlarda ulusal marşlardan sonra alkışladıklarında, “Tamam, artık biraz da spor!” mesajını veriyorlar örneğin.

Alkışın Sosyal Etkisi

  • Alkışların “sosyal bulaşma” gibi bir etkisi de var. Yani kalabalıkta küçük bir grup insanın alkışlamaya başlaması sonucu, bir anda mekandaki herkesin bu davranışı taklit ederek alkışlamaya başlayacağını biliriz.
  • Crawley, “Bazen insanlar bir mesaj iletmek isterler, bazen de kendi tercihleri olmasa da toplumsal baskıdan dolayı alkışlarlar” diye açıklıyor. 2013’te İsveç’te Richard Mann yönetimindeki bir grup araştırmacı, akademik dersler sonrasında ne olduğunu gözlemlediklerinde, alkış başladığında çoğu zaman bir hastalığın bulaşması gibi bu davranışın diğerlerine de yayıldığını ortaya koydular.

Güncelleme: 10 dakikadan fazla oldu… Artık ellerimden çıkan ses soyutlaştı ve ona yabancılaşmaya başladım. Cannes’daki 22 dakikalık alkış yağmurunu hatırladım da, acaba akıllarında ne vardı? Sorunun yanıtını bulamadım çünkü ellerim yara olmadan alkışa son vermeye karar verdim. Daha da önemlisi, bu makaleyi yazabilmek için ellerime ihtiyacım vardı. Yine de durmadan alkışladığım en uzun süre buydu. Kızım belki bana burun kıvıracaktır ama, bir alkışı hak etmedim mi?

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin