Bu yıl sekizinci kez düzenlenen Arkas Aegeanlink Regatta kapsamında, Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bernard Arkas, basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda yelken sporunun Arkas içindeki gelişim hikayesini, vizyonunu ve gelecek dönem planlarını paylaşan Arkas, Türkiye’de yelken sporunun büyümesi ve özellikle Çeşme’de bu sporun daha aktif hale gelmesi için çıktıkları yolda birlikte yürüdükleri EAYK ve IC Çeşme Marina’ya, ayrıca bu yılki sponsorları Corendon Airlines, Cevher ve FAMM Urla’ya teşekkür etti. Çeşme Belediyesi ve Çeşme Kaymakamlığı’nın destekleriyle gerçekleştirilen bu etkinlikte, 32 tekne ve 300’ün üzerinde yelkenci denizde rekabet etmek ve karada eğlenmek için bir araya geldi.
‘TUZAK HEDİYE’ HEDEFİ BÜYÜTTÜ
Aynı zamanda Arkas Spor As Başkanlığı görevini de yürüten Bernard Arkas, yelkenin voleybol gibi bir takım oyunu olduğunu vurgulayarak, oluşturulan yapıyla tüm ekibin ortak bir hedefe odaklanarak başarıya ulaşmaya çalıştığını ifade etti. Arkas, sözlerine şöyle devam etti: ”On yıl önce profesyonel bir yelken takımı kurarak yelken yolculuğumuza başladık. İlk teknemiz Ker 40 ile yurtiçinde elde ettiğimiz başarıların ardından, yurtdışında kendimizi denemek ve oradaki yarışları, sporcuları ile atmosferi görmek amacıyla 2015’te Malta Rolex Cup’a katıldık. İyi bir seviyeye ulaşmak için önümüzde 2-3 yıl olduğunu düşünüyorduk. Amacımız yalnızca tecrübe edinmekti; ancak kendimizi birinci bulduk. Bir Türk yelken takımı olarak bu yarışa katılıp ilkinde kazanmanın gururunu yaşamak bizim için büyük bir başarıydı. Bu durumu ‘tuzak hediye’ olarak tanımlıyorum. Hedefe planladığımızdan daha erken ulaşınca bir boşluk hissettik ve yeni bir hedef belirledik. Eski teknemizi değiştirmemiz gerekti ve daha büyük bir tekneye ihtiyaç duyduk. O büyük tekneyi bulana kadar geçişi sağlamak için İzmirli tekne üreticisi M.A.T.’tan destek aldık ve Comet A isimli MAT 1180 model teknemizle yarışlara katılmaya devam ettik.”
İKİ TAKIM TEK HEDEF!
“Hedefimizde 52 veya 46 feetlik bir tekne almak vardı. Benim bir teorim var: Eğer en büyük tekne bizim olursa, tek başımıza zamana karşı yarışıyoruz. Kronometreye karşı yarışmak, takımı köreltir. Bu duruma bir çözüm buldum; lokasyonları ikiye böleceğiz ve iki takım kuracağız. Takım seyahat edecek. Ana mesleğim denizcilik; Akdeniz ise Arkas’ın en güçlü olduğu bölgelerin başında geliyor. Armatörlük şirketimiz Arkas Line’ın temel hattı İtalya-Türkiye. İtalya’da köklü bir aile ortağımız var. Bu avantajı kullanarak ortağımızın marinasında sistemimizi kurduk. Yeni aldığımız TP52 model Blue Moon burada konuşlanacak, Blue Moon I ise Türkiye’de yarışlara katılmaya devam edecek. Dolayısıyla iki takıma ihtiyacımız vardı ve iki farklı disiplinde iki farklı takımı oluşturduk.”
ÖNEMLİ OLAN TEKNE DEĞİL, TAKIM
“İkinci takımı seçerken profesyonel yaklaşmak gerekiyordu. Çok doğru seçimler yaparak bir takım oluşturduk. A ve B takımı arasında geçirgenlik sağladık; yarış takvimine bağlı olarak B takımından A takımına istediğimizde bir yelkenci transfer edebilmeliyiz. İdeal dünyada blok olarak tüm yelkenciler ile takım kurabilmemiz lazım. Tekne bir araçtır; takımın kazanmak için doğru araca ihtiyacı vardır. Önemli olan takımın yetkinliğidir. Seçtiğimiz tekneler çok doğru. Parkurumuz ve antrenörlerimiz de oldukça başarılı. Tecrübe kazanma ivmemiz çok iyi. Bundan sonra ne olacağına dair hayal etmenin heyecanını yaşıyorum. İçimizde neler yaşadığımızı aktarmak istiyoruz; hikayeyi yaşarken yazabilmeyi arzuluyoruz. Bu amaçla bir belgesel hazırlamaya başladık. 6 yaşından beri birlikte yelken yapan Tolga Yağlı ve Serhat Altay ile birlikte büyüyoruz. Yelkeni öğrenme kültürümüzün ilham kaynağı olacağına inanıyorum. Takımın tamamen spora odaklanması, uluslararası performans göstermesi ve sistematik olarak aynı takımla başarıya koşmanın hikayesini anlatmak istiyoruz.”
SANAT YELKEN İÇİN
“Arkas’ın şimdiye kadar Comet A, Blue Moon, Blue Moon I ve dört tane J/70 sınıfı teknesini air brush tekniğiyle boyayan sanatçı Evrim Duyar da basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi. Bernard Arkas, sanata olan tutkusunu şu şekilde ifade etti: ‘Sanat sever bir aileden geliyorum. Bu nedenle sanata düşkünüm. Yelken gibi boş bir yüzeyi doldurmamam düşünülemezdi. Teknelerin nasıl resmedileceğini, nasıl bir enerji vereceğini, nasıl bir ruh katacağını görmek benim için mükemmel bir deneyim. Her tekneye baktığımda ne istediğimi soruyorum kendime. Rakipler dışarıdan baktığında ne hissetmeli? Tarihte savaşçılar rakiplerini korkutan figürler koyarlarmış; bu anlayışla hareket ettim. Blue Moon 1 teknemizdeki Harpi karakteri denizcilikteki üç felaketi temsil ediyor. Blue Moon ise, aynı aya denk gelen iki dolunayın nadir bir durum olduğu için paganizm döneminde mistik dünya ile gerçek dünya arasındaki bariyerlerin kalktığı zamanı simgeliyor. Yeni teknemiz Blue Moon’da da etkileyici ve mücadeleye hazır bir Dragonumuz var. Burada temel hedef, teknenin güzel görünmesidir. Evrim’e teşekkür ediyorum; hayal ettiğini gerçeğe dönüştürmesi gerçekten çok güzel. Çok büyük emekleri var.’
Evrim Duyar:
“2018 yılında bir telefon aldım. 13 metrelik bir teknemiz var, 12 gün sonra basın lansmanı yapacağız, boyamanız lazım dediler. Gece-gündüz çalışarak yetiştirdik. Blue Moon ve Blue Moon I’de kullanılan boyaların başka bir örneği yok; fine art tekniğiyle boyandı. Yelkenleri tuval olarak değerlendirdik. Comet A isimli tekneyi 10 günde boyadım. Bir ekibin bir buçuk ayda boyayabileceği Blue Moon’u ise üç haftada tamamladım. Air brush tekniğinde boyayı tabanca ile attığımız için hafif oluyor ve boya ağırlık yapmıyor. Boyayı toz halinde atıyorum; böylece yelkende hafiflik sağlıyorum. Yelkende bu tür boyamayı sadece ben yapıyorum. Arkas Ailesi içinde olmaktan dolayı çok mutluyum. Dünyada örneği olmayan bir vizyonu sahiplenen bir kurum olduğu için, Bernard Arkas’ın vizyonu için gurur duyuyorum. Bu, benim mesleğimde doğru yerde olduğumun ispatı.”
Tolga Yağlı:
“Fransa’daki yarışlarda 300 tekne vardı ve bu yarışlar, Bernard Bey’in yelkenin görselliği konusundaki vizyonunu anlamamıza yardımcı oldu. O yarışta herkes bizim fotoğraflarımızı çekti; hafta boyunca internette ve sosyal medyada paylaşılan videoların çoğunda biz vardık. Tüm camianın dikkatini çektik ve istediğimiz gibi, bizi tanımalarına çok büyük katkı sağladı. Tasarımın ne kadar önemli olduğunu bu yarışta bir kez daha gördük.”
