Lübnan’daki Gelişmeler ve Türkiye’nin Savaş Çığırtkanlığı

featured

Lübnan’da Gelişen Olaylar ve Türkiye’nin Durumu

Lübnan’da Hizbullah yöneticilerine yönelik gerçekleştirilen saldırılar ve İran’ın başkenti Tahran‘da Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye‘nin öldürülmesi, bölgedeki tansiyonu giderek artırmaktadır. Bu gelişmelerin sonucunda, komünistlerden Ankara’ya önemli bir çağrı yapıldı.

Türkiye Komünist Hareketi tarafından yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın “Karabağ’a nasıl girdiysek, İsrail’e de bir gece gireriz” şeklindeki ifadeleri eleştirildi. Açıklamada, “Bu tür ifadeler, Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamına ve devlet ciddiyetine yakışmayan, akıllara ziyan bir açıklamadır.” denildi.

Ayrıca, “Öte yandan, ‘Karabağ’da Azerbaycan askeri dışında başka bir devletin askeri yoktu’ diye açıklama yapan Azerbaycan’ın, doğrudan Türkiye Cumhurbaşkanını yalanlaması işin başka bir boyutudur. Ancak asıl kritik nokta, bölgesel savaşın kıvılcımının bütün Ortadoğu’yu ve ülkemizi sarabileceği bir ortamda, Erdoğan’ın savaş çığırtkanlığı yapmasıdır. Bu durum, Erdoğan’ın ülke yönetme ehliyeti olmadığını da açıkça göstermektedir.”

Aynı Anda Hem NATO’culuk Hem Filistin Davası Olmaz

Karabağ Savaşı’nda Türkiye’nin Azerbaycan’a yardım eden ülkelerden biri olduğu, diğer taraftan ise İsrail’in de savaşta yer aldığı gerçeği, işin başka bir boyutunu oluşturuyor. Türkiye’nin NATO üyesi olması, diğer NATO ülkelerinin Gazze saldırısında İsrail’in yanında yer alması ve başta Kürecik ve İncirlik üslerinin doğrudan NATO kontrolünde İsrail’i korumak amacıyla kullanılması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadelerinin yalnızca hamasetten ibaret olduğunu göstermektedir. Hem NATO’culuk, hem BOP Eşbaşkanlığı ve İsrail ile ticaret yaparken, aynı anda Filistin davasını savunmak ve Gazze’deki katliamlara karşı durmak mümkün değildir.

Bölgemiz Büyük Bir Tehlike ile Karşı Karşıya

Erdoğan’ın bu tür açıklamaları, hamaseti aşarak doğrudan bölgesel savaşa işaret eden bir atmosfer yaratmaktadır. Daha önce Devlet Bahçeli tarafından gündeme getirilen askeri seçenek, Gazze’ye Türk askeri çıkarılması fikri ile Erdoğan’ın yaptığı bu açıklamanın bir araya gelmesi, konunun ciddiyetini artırmaktadır. Bu tür açıklamaların sadece hamasetle sınırlı kalması dileği ile, aksi takdirde Türkiye’yi ve bölgemizi büyük bir tehlikenin beklediği aşikardır.

Bu açıklamalardan hemen sonra, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarla İran’ın başkentinde Hamas lideri Heniyye’yi ve Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hizbullah yöneticilerini hedef alması, savaşın Gazze sınırlarını aşarak tüm bölgeye yayılma tehlikesini artırmıştır.

Emperyalizmin Planlarına Destek Vermek

Bu tür bir ortamda Erdoğan ve Bahçeli tarafından yapılan açıklamalar, sorumsuzca ve emperyalizmin planlarına hizmet eden açıklamalar olarak değerlendirilmektedir. Söylenenlerin ardındaki gerçek niyetler halktan gizlenmektedir. Halkın çıkarları göz ardı edilmektedir.

Yapılması Gerekenler Belli

Hamaset ile devlet yönetimi yapılamaz! Emperyalizme ve İsrail’in işgalci politikalarına karşı bölgede barışın tesis edilmesi için yapılması gerekenler nettir: Bir gece değil, hemen bu gece, Kürecik Üssü kapatılmalı, İncirlik Üssü’ne el konulmalı ve Türkiye NATO’dan çıkmalıdır!

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin