Hatay’da Su Krizi 17 Aydır Devam Ediyor
6 Şubat depremlerinin yarattığı büyük yıkımın ardından Hatay, su krizi ile boğuşmaya devam ediyor. Şehrin birçok ilçesinde sık sık su kesintileri yaşanmakta. Özellikle Samandağ ilçesinde, bazı mahallelerde son üç gündür sular kesik. Cumhuriyet gazetesine konuşan Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, yurttaşların su kesintileri ile ilgili şikâyetlerinin kendilerine ulaştığını vurguladı.
‘Kapasite Artırımı Kaynaklı’
Karaçay, Defne ve Antakya’daki yıkımın etkisiyle Samandağ’ın deprem öncesi nüfusunun 120 binden 220 bine çıktığını belirtti. “Yetkili kurum olan Hatay Su ve Kanalizasyon İdaresi (HATSU) genel müdürü ile yaptığımız görüşmede, su kesintisinin kapasite artırımı nedeniyle yapıldığını ve bu sorunun kısa sürede çözüleceğine dair söz verdiklerini ifade etti,” dedi. Ayrıca, Karaçay, gazetemiz aracılığıyla başta İller Bankası olmak üzere ilgili kurumların, Samandağ’ın bütçesini deprem sonrası yeni nüfus üzerinden yeniden planlaması gerektiğinin altını çizdi.
‘Sabır Dediler, Kestiler’
Su kesintilerinin önceden bilgi verilmeden yapıldığına dikkat çeken Hatay Tabip Odası Başkanı Dr. Sevdar Yılmaz, “Geçtiğimiz gün, Hatay’ın anavatana katılışının 85. yıldönümü dolayısıyla Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinliklere katıldık. Yapılan ve yapılacak olan evler, yollar ve altyapı projeleri hakkında bilgiler verildi. Biraz sabır göstermemiz gerektiği söylendi. Ancak, 1 Temmuz’dan itibaren AFAD, konteyner kentlerde içme suyu dağıtımını durdurdu,” şeklinde konuştu.
‘Toplu Alanlarda Risk Artar’
Dr. Yılmaz, çeşme suyunun içilemeyeceğini vurgulayarak, “İçilemeyen su, bir haftadır günün belirli saatlerinde veriliyordu. Suyun verilemediği zamanlarda, konteyner kent yönetimi çevredeki artezyen kuyularından bir-iki defa depoyu doldurmaya çalıştı, itfaiye de su tankerleri ile depoları doldurarak durumu çözmeye gayret etti. Ancak, bu suyu her alanda kullanmak mümkün değil. Şu anda Samandağ genelinde neredeyse üç gündür bir damla su yok. Su olmaması, bulaşıcı hastalıkların artması demektir; ishal, sarılık gibi hastalıklar baş gösterebilir. Özellikle konteyner kentler gibi toplu yaşam alanlarında bu risk daha da artar,” ifadelerini kullandı.