CHP’den Somali Tezkeresi Açıklaması
CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulan Somali tezkeresi hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Bağcıoğlu, bu tezkerenin ülkenin güvenliği açısından taşıdığı risklere dikkat çekti. Açıklamada, “Somali’nin deniz yetki alanlarında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevlendirilmesi, mevcut operasyonlarımızı ve ülke güvenliğimizi ciddi anlamda tehdit edebilir. Bu nedenle, tezkerenin içerik ve uygulama açısından doğurabileceği potansiyel tehlikeler titizlikle değerlendirilmelidir,” ifadelerini kullandı.
Bağcıoğlu, CHP olarak Somali Tezkeresi’ne yönelik endişeleri TBMM gündemine taşıyacaklarını ve konunun detaylı bir şekilde ele alınması için gereken çabayı göstereceklerini vurguladı. Ayrıca, Türkiye ile Somali arasında 8 Şubat 2024 tarihinde imzalanan ‘Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması’nın, Somali’nin iç sorunları ve Somaliland-Etiyopya ilişkilerindeki gerilimler gölgesinde sonuçlandığını belirterek, anlaşmanın hem Türkiye hem de uluslararası basında büyük yankı uyandırdığını aktardı.
Bağcıoğlu, Cumhurbaşkanlığı tarafından 19 Temmuz 2024 tarihinde TBMM’ye gönderilen yazıda, “Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının, Somali’nin terörizm, deniz haydutluğu, yasadışı balıkçılık ve diğer tehditlere karşı güvenliğinin sağlanmasına destek vermesi amacıyla Somali’nin deniz yetki alanlarında görevlendirilmesi” talep edildiğini hatırlattı. Bu durumun, Türkiye’nin güvenliğini zayıflatma potansiyeli taşıdığını ve mevcut harekâtların sekteye uğrayabileceğini ifade etti.
BİZİM SOMALİ’DE KONUŞLU BİRLİKLERİMİZİN HALİHAZIRDA MUHARABE GÖREVİ YOKTUR, OLMAMALIDIR
Bağcıoğlu, Türkiye’nin Somali Silahlı Kuvvetlerine teknik destek ve eğitim verdiğini, Mogadişu’da bir askeri üssü bulunduğunu ve 2017 yılından bu yana Somali Silahlı Kuvvetleri personeline terörle mücadele dahil olmak üzere eğitimler verildiğini hatırlattı. Türk Deniz Kuvvetleri’nin Somali Deniz Kuvvetlerine danışmanlık yaptığını belirten Bağcıoğlu, “Bizim Somali’de konuşlu birliklerimizin hâlihazırda muharebe görevi yoktur ve gelecekte de olmamalıdır,” dedi.
Bağcıoğlu, Somali’nin ayrılıkçı Somaliland konusunda Etiyopya ile gerginlik yaşadığını, bölgedeki BAE gibi diğer aktörlerin bu çatışmaya müdahil olabileceğini ifade etti. Ayrıca, El Şebab terör örgütünün aktif olduğunu ve Türk Büyükelçiliği ile askeri üssünün bu örgütün hedefleri arasında yer aldığını söyledi. Bu bağlamda, Somali-Etiyopya arasındaki gerilimlerin arttığını ve bazı dış güçlerin Somali’ye yönelik ajandalarının istikrarsızlığı artırdığını dile getirdi.
CUMHURBAŞKANLIĞI TALEBİNDE VE İKİLİ ANLAŞMADA TANIMLANMAMIŞTIR
Somali’nin deniz kuvvetleri konusunda Türkiye’den destek talep ettiğini belirten Bağcıoğlu, Somali’nin karasularını ve Münhasır Ekonomik Bölgesini geniş bir alanda 200 deniz mili olarak ilan ettiğini ifade etti. Bu durumun, Türk Deniz Kuvvetleri’nin bu bölgede görev yapmasını zorlaştıracağını ve milli güvenliği tehlikeye atabileceğini vurguladı. “Eğer Türk Silahlı Kuvvetlerinin muharip görevlendirilmesi zaruri ise, öncelikle dikkatli bir hazırlık yapılmalı ve net bir plan oluşturulmalıdır,” dedi.
Bağcıoğlu, siyasi hedeflerin ve anlaşmada belirtilen Deniz Güvenliği faaliyetlerine dair görevlerin net bir şekilde tanımlanması gerektiğini, ancak bu bilgilerin Cumhurbaşkanlığı talebinde ve ikili anlaşmada eksik olduğunu belirtti. Ayrıca, Türk Deniz Kuvvetleri’nin yoğun bir harekât temposunda olduğunu ve Somali’ye gönderilecek gemilerin Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye atabileceğini kaydetti.
SORU İŞARETLERİ GİDERİLMELİDİR
Son olarak, Bağcıoğlu, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarında yürütmesi gereken sismik ve sondaj çalışmalarının dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Ülke menfaatlerine hizmet etmeyen dış politika uygulamalarının bedelini hep birlikte ödüyoruz. Bu bağlamda, TSK personelini başka bir devletin çıkarlarını korumak amacıyla göndermenin doğru olup olmadığını sorgulamak gerekir,” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’nin dikkatlice değerlendirilmesi ve soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
