Minyatür Sanatında Yeni Bir Çığır: Arya Kamalı
İran kökenli minyatür sanatçısı Arya Kamalı, Yalova Kent Müzesi’nde düzenlenen “Gelenekten Geleceğe” adlı karma sergi ile sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Sanatıyla büyük bir ilgi toplayan Kamalı, yaklaşık yarım asırdır minyatür sanatına gönül vermiş bir isim. Bu süreçte, minyatürün farklı boyutlarına ve tekniklerine derinlemesine dalarak, eserlerine yenilikçi bir bakış açısı kazandırmayı başarmıştır.
Kamalı, tespih tanelerine yaptığı özgün çalışmalarla dikkat çekiyor. Mikro sanat alanına adım atma hikayesini ise şöyle anlatıyor: “Bundan 8-10 yıl önce çok sevdiğim bir arkadaşım, bir koleksiyoner, bana bir tespih getirdi. ‘Bunu bir padişah figürüyle çalışır mısın?’ dedi. Tane oldukça küçüktü; bir buçuk santim civarında bir ölçüsü vardı. Denemek istedim. Ancak, bu tespihi tamamlayabilmek için büyük bir çaba sarf etmek gerekti. Çünkü düz bir yüzeye sahip değildi, bombeli bir yapısı vardı. Bununla birlikte, farklı bir formatta çalışmam gerekiyordu. İlk başta birkaç deneme yaptım ve sonunda başarılı bir şekilde tamamladım. Paylaşımımı yaptığımda, tespih koleksiyonu ile ilgilenen birçok kişi tarafından olağanüstü bir ilgi gördüm. Böylece, yeni bir alan keşfetmiş oldum ve tespih maceram başlamış oldu.”
Kuran’ı Tespih Tanelerine İşledi
Kamalı, tespih üzerine yaptığı çalışmalarda padişah, doğa ve Selçuklu motifleri sergilerken, aklında çarpıcı bir fikir belirdi. “Kuran-ı Kerim’i tespihlere yazmayı düşündüm,” diyor. Ancak bu fikir, yeni zorlukları da beraberinde getirdi. “Her bir sayfayı tespih tanesine yerleştirmek zorundaydım. İran kökenli olduğum için Farsça ve Arapça bilgim, bu aşamada bana yardımcı oldu. Bir süre boyunca yeni modellemeler ve ölçümler yaparak ilerledim. Bu, toplamda beş yıl süren bir proje haline geldi. Eskişehir’deki Süleyman Gürsoy, tespih nakkaşlığı konusunda oldukça yetkin bir ustadır. Onunla birlikte çok özel 30 tespih üretildi. Ben de her bir tespih için Kuran-ı Kerim’in bir cüzünü yazmayı kararlaştırdım ve bu çalışmalara başladım.”
Milimetrekare Özgünlükte Çalışmalar
Kamalı, bu süreçte en çok zorlandığı noktanın ölçüler olduğunu belirtiyor. “Minyatürden ziyade mikro sanat yapmam gerekiyordu,” diyor ve ekliyor: “Çalışma alanım bir A4 sayfası büyüklüğünde değildi. Sadece 1,5 santim yükseklik ve 6-7 milimlik bir alanım vardı. Bir sayfayı sığdırmam ve bunun arkasına dünyanın en güzel 990 camisini yerleştirmem gerekiyordu. Bu tür bir çalışmayı mikro sanat olarak nitelendirmek mümkündür. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken bir yanlış anlama mevcut. Türkiye’de minyatür genellikle ‘küçük’ ile eşleştiriliyor, oysa minyatür bir anlatım sanatıdır. Bu sanat, kendine özgü kurallara ve kriterlere sahiptir. Minyatür, küçük ölçülerde yapılabiliyor ama devasa boyutlarda da aynı anlatım kuralları uygulanabilir.”