Ahmet Özer ile “Damara Dokunmak” Üzerine Söyleşi
Şair ve yazar Ahmet Özer, UMAG’da düzenlenecek olan “Damara Dokunmak” başlıklı söyleşisinde, edebiyatseverlerle buluşacak. Bu etkinlik, Türk edebiyatında yarım asrı geride bırakmış bir yazarın yaratıcı üretkenliğini kutlamak ve onun edebi dünyasına bir adım daha yaklaşma fırsatını sunmak adına kaçırılmaması gereken bir fırsat.
Ahmet Özer’in 50. kitabı “Damara Dokunmak”, okuyucularını yalnızca bir edebi eserle değil, aynı zamanda derin bir yaşam felsefesiyle tanıştırıyor. Kitabı elime aldığımda, sanki bir dostun uzun bir sohbetine ortak olacakmışım gibi hissettim. Sayfalar ilerledikçe, bu eserin yalnızca kelimelerden oluşmadığını; yazarın yıllar boyunca biriktirdiği duygu, düşünce ve deneyimlerin özünü barındırdığını fark ettim. Türk edebiyatında nadiren görülen bu başarı, Ahmet Özer’in edebiyata olan adanmışlığının ve tükenmeyen üretkenliğinin en güçlü kanıtlarından biri olarak öne çıkıyor.
Kitabın Yapısı ve Temaları
“Damara Dokunmak,” üç ana bölümden oluşuyor: “Sığınak,” “Tutanak” ve “Uğultu.” Her bölüm, umudu farklı bir perspektiften ele alıyor; bireysel, toplumsal ve evrensel boyutlarda.
-
“Sığınak”
Kitabın ilk bölümü, bireyin iç dünyasına bir ayna tutuyor. Yaşamın zorluklarına karşı umudu bir sığınak olarak kullanan insanın direncini anlatan bu bölüm, insanın içsel gücüne dair çarpıcı bir mesaj sunuyor: “Hayatta ne kadar zorlanırsanız zorlanın, içinizdeki cevherle yeniden doğabilirsiniz.” Nâzım Hikmet’in “Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğütler” şiirinden ilham alan anlatılar, umudun insan ruhundaki dönüştürücü gücünü gözler önüne seriyor.
-
“Tutanak”
İkinci bölümde, bireysel umudun toplumsal bir güce nasıl evrildiği derinlemesine inceleniyor. Köy Enstitüleri’nden olimpiyat zaferlerine kadar uzanan hikâyelerle Ahmet Özer, geçmişten günümüze toplumsal dayanışmanın umudu nasıl ayakta tuttuğunu hatırlatıyor. Bu bölümde umut, yalnızca bireysel bir duygu değil; aynı zamanda toplumların varoluş mücadelesinin temel taşı olarak karşımıza çıkıyor.
-
“Uğultu”
Son bölüm ise insanlığın ortak değerleri ve evrensel umutları üzerine yoğunlaşıyor. Özer, okuyucularını daha geniş bir perspektiften düşünmeye davet ederken, umudu insanlığın ortak mirası olarak tanımlıyor. Evrensel dayanışma ve geçmişten gelen bilinç, burada insanlık tarihine köprü kuruyor.
Ahmet Özer’in samimi ve yalın üslubu, “Damara Dokunmak”ı yalnızca bir edebi eser olmanın ötesine taşıyarak bir yaşam rehberi haline getiriyor. Bireysel direncin, toplumsal dayanışmanın ve evrensel değerlerin kesişiminde umudu dolu bir yolculuğa çıkaran bu eser, Türk edebiyatında uzun yıllar boyunca unutulmayacak bir iz bırakacak gibi görünüyor.
Ahmet Özer’in edebiyat yolculuğunu taçlandıran “Damara Dokunmak,” bireyden topluma, toplumdan insanlığa uzanan güçlü bir anlatı sunuyor. Bu eser, yalnızca yazarını tanımak isteyenler için değil; edebiyatın hayata nasıl dokunduğunu görmek isteyen herkes için bir başucu kitabı olmaya aday.
UMAG | 7 Aralık 2024 | Saat: 14.00