Kaşıntı ve Kanser Arasındaki Bağlantı: Yeni Araştırma Bulguları
Baltimore’daki Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nden Dr. Valerie Larson ve Münster Üniversite Hastanesi’nden Dr. Sonja Stände’nin liderliğindeki bir araştırma ekibi, şiddetli kaşıntının potansiyel bir kanser belirtisi olabileceğini ortaya koydu. Focus.de‘nin haberine göre, bu bulgular, kanserin erken evrelerinde gözlemlenebilecek semptomların daha iyi anlaşılmasına önemli bir katkı sağlıyor. Araştırmanın sonuçları, Amerikan Dermatoloji Akademisi Dergisi’nde yayımlandı ve dermatoloji alanındaki uzmanlar tarafından dikkatle incelendi.
Araştırmanın Kapsamı ve Yöntemi
Araştırmacılar, 2013 ile 2017 yılları arasında Johns Hopkins Hastanesi’nde kaşıntı nedeniyle tedavi gören yaklaşık 17.000 yetişkin hastanın verilerini detaylı bir şekilde analiz etti. Bu veriler, kaşıntı şikayeti olmayan, hastaneye başvuran yaklaşık 5 milyon hastanın verileriyle karşılaştırılarak, kaşıntının olası sağlık riskleri üzerindeki etkileri incelendi. Elde edilen bulgular, kaşıntının, özellikle kanser gibi ciddi hastalıkların erken belirtilerinden biri olabileceğini gösterdi.
Önemli Bulgular
Bilim insanları, kaşıntı şikayeti olan hastaların, tümör gelişme olasılığının altı kat daha fazla olduğunu keşfettiler. Özellikle, aşağıdaki durumlarda kaşıntının daha yaygın olduğu gözlemlendi:
- Karaciğer tümörleri
- Safra kesesi kanseri
- Safra yolları kanseri
- Hematopoietik sistem tümörleri
- Deri tümörleri
Ancak, kaşıntısı olan tüm hastalarda döküntü görülmediği de dikkat çekti. Araştırmacılar, özellikle lösemi, kemik tümörü, bronşiyal karsinom ve multipl miyelom gibi hastalıklarda döküntüleri tespit edebildiler. Bu tür tümörlerdeki mekanizmanın, iltihaplı bir cilt reaksiyonuna dayandığı düşünülüyor. Bu nedenle, döküntüler ile tümör arasındaki bağlantıyı daha detaylı incelemeye devam ediyorlar.
Sonuç ve Gelecek Araştırmalar
Yine de bu çalışma, kaşıntının mı yoksa kanserin mi ilk önce ortaya çıktığını kesin olarak belirleyemedi. Daha ileri araştırmalara ihtiyaç duyulsa da, bilim insanları bu bulguların, doktorların belirsiz kaşıntı semptomlarını daha iyi anlamalarına yardımcı olabileceği konusunda umutlu. Bu tür bulgular, hastaların daha hızlı teşhis edilmesine ve tedavi süreçlerinin iyileştirilmesine katkıda bulunabilir.
