Küresel Covid-19 Pandemisi ve Salgına Hazırlık Günü
Küresel salgın Covid-19 pandemisinin üzerinden tam 4 yıl geçti. Türkiye’de ilk Covid-19 vakası 11 Mart 2020’de tespit edildi. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Covid-19 nedeniyle dünya genelinde yaklaşık 15 milyon kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Bu bağlamda, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, bu tür sağlık krizlerinin önlenmesi ve farkındalık oluşturulması amacıyla 27 Aralık’ı ‘Uluslararası Salgına Hazırlık Günü’ olarak ilan etti. Salgının, dünyanın sağlık sistemlerinin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdiğini vurgulayan Acil Servis uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Gültekin Akyol, “Salgınları önlemenin ve etkilerini azaltmanın en etkili yolu, güçlü sağlık sistemleri inşa etmek ve toplumda bu konuda farkındalık yaratmaktır” şeklinde ifade etti.
AKYOL: HIZLA ARTAN NÜFUS, YENİ SALGINLARIN ORTAYA ÇIKMA OLASILIĞINI ARTIRIYOR
Salgınların yalnızca insan sağlığını değil, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapısını da derinden etkilediğini belirten Dr. Akyol, sözlerine şöyle devam etti: “Tarih boyunca insanlığı derinden etkileyen salgınlar, İspanyol Gribi, Ebola, kuş gribi ve COVID-19 gibi olaylar, sadece sağlık sistemlerini değil, ekonomileri, toplumsal yapıları ve bireylerin günlük yaşamlarını da altüst etti. Bu sebeple, her yıl 27 Aralık, ‘Uluslararası Salgına Hazırlık Günü’ olarak kutlanmaktadır. Bu özel gün, salgınların yıkıcı etkilerini azaltmak, toplumları bilinçlendirmek ve gelecekte benzer krizlerle daha etkili bir şekilde mücadele etmek için küresel iş birliğini teşvik etmeyi amaçlamaktadır.”
Covid-19 pandemisi, dünya genelindeki sağlık krizlerine karşı ne kadar kırılgan olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler arasında fark gözetmeksizin, küresel toplumun salgınlara karşı hazırlıksız kalması, sağlık sistemlerinin çökmesine, ekonomik kayıpların artmasına ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak bu tür krizler sadece geçmişte yaşanmış olaylar değil; günümüzde hızla artan nüfus, şehirleşme, çevresel tahribat ve küreselleşme gibi faktörler, yeni salgınların ortaya çıkma olasılığını her geçen gün daha da artırıyor.
Geleceği güvence altına almanın en etkili yolunun, bir sonraki salgın kapıyı çalmadan önce harekete geçmek olduğunu belirten Dr. Akyol, “Salgınları önlemenin ve etkilerini azaltmanın en etkili yolu, güçlü sağlık sistemleri inşa etmek ve toplumda bu konuda farkındalık yaratmaktır. Salgınlar yalnızca insan sağlığını değil, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapısını da derinden etkiliyor. Bu nedenle, salgına hazırlık, bir maliyet kalemi olarak değil, gelecekteki büyük kayıpları önlemek için yapılan bir yatırım olarak değerlendirilmelidir. Ekonomik veriler, salgınlara hazırlıklı olmanın uzun vadede sağlık ve ekonomik krizlere harcanacak kaynakları önemli ölçüde azalttığını göstermektedir” diye vurguladı.