Yenilenebilir Enerji Santralleri ve Teşviklerinin Piyasa Üzerindeki Etkileri
2022 yılının son altı ayını ve 2023 yılının tamamını kapsayan bu çalışma, Türkiye’de yenilenebilir enerji santrallerinin yanı sıra, bu santrallere sağlanan teşviklerin piyasa üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde değerlendirmektedir. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) kapsamında yer alan santrallerin, elektrik üretim maliyetlerinin artışına olan etkisi de incelenmiştir. Çalışma, gelecekte daha fazla rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücünün mevcut olduğu bir senaryoda, elektrik üretim maliyetinin nasıl değişeceğini analiz etmektedir.
Analiz sonuçlarına göre, daha önce ihalesi gerçekleştirilmiş ve lisansları alınmış olan yenilenebilir enerji kurulu gücünün devreye alınmış olması durumunda (toplamda 45 GW), pandemi sonrası ortaya çıkan küresel enerji krizinin etkileri daha az hissedilebilirdi. Yenilenebilir enerji üretiminin artırılması, yalnızca enflasyonu düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin enerji bağımlılığını azaltarak ithalat faturasını da önemli ölçüde azaltabilecektir. Ayrıca, karbon salınımı azaltımına da katkıda bulunacaktır.
Örneğin, Aralık 2023’te mevcut 23,5 GW olan güneş ve rüzgâr kurulu gücü 45 GW olsaydı, yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) enflasyonunun %64,8 yerine %51 olacağı ortaya çıkmıştır. 2022 yılının son altı ayı için Türkiye’nin ithal yakıt faturasının 5,3 milyar USD, 2023 yılı boyunca ise 3,6 milyar USD oranında düşeceği hesaplanmıştır. Elektrik fiyatlarının serbest piyasada, artan YEKDEM maliyetlerine rağmen, 2022 yılının son altı ayına kıyasla %22,9, 2023 yılı itibarıyla ise %11,3 oranında daha düşük olacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Özellikle karbon yoğun kaynakların yerini alması yoluyla, 2022 yılının son altı ayında 13,1 milyon ton CO2 eşdeğeri, 2023 yılı boyunca ise 28,9 milyon ton CO2 eşdeğeri karbon azaltımı sağlanabileceği öngörülmektedir. Rapora göre, yenilenebilir enerji üretiminin artırılması; üretim maliyetlerinin ve enflasyonun düşürülmesi, enerji ithalat bağımlılığının azaltılması, arz güvenliğinin sağlanması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi gibi birçok alanda olumlu katkılar sunmaktadır.
SEFiA’nın Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye’de en son uygulanan elektrik zammına dikkat çekerek şunları ifade etmiştir:
“YENİLENEBİLİR ENERJİ ENTEGRASYONU”
“Son dönemlerde enflasyonda yaşanan sınırlı düşüşün devam etmesi beklenirken, 1 Temmuz’da devreye alınan %38’lik elektrik zammı, bu düşüşün hızına dair bazı soru işaretleri oluşturdu. Mesken tarife değişikliğinin Temmuz ayı enflasyonuna etkisinin 0,53 puan, 2024 yıl sonu enflasyonuna etkisinin ise 0,67 puan olacağı hesaplanıyor. Yayımladığımız yeni çalışma, enflasyonun düşüş eğilimine girdiği bu dönemde, sisteme daha yüksek yenilenebilir enerji entegrasyonu ile bu düşüşün hızlandırılabileceğini göstermektedir. Fosil yakıtların çevresel maliyetlerinin yanı sıra enerji üretim maliyetlerini artırma potansiyeli bulunurken, yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, Türkiye ekonomisinin temel sorunları olan cari açık ve enflasyonu iyileştirecek, ayrıca Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefini de destekleyecektir.”
“BEKLENMEDİK KRİZLERE AÇIK”
APLUS Enerji’nin Danışmanlık Müdürü Gökşin Bavbek, bu konuda şu değerlendirmeyi yapmıştır:
“Yerli ve temiz kaynaklardan elektrik üretiminin artırılması; Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasında, enerji ithalat bağımlılığını azaltmasında ve olası arz krizlerine karşı direncini artırmasında kritik bir rol oynamaktadır. 2022 yılında hazırladığımız çalışmanın devamı niteliğindeki bu rapor, söz konusu etkileri sayısal olarak ortaya koymakta ve doğrulamaktadır. Son beş yıl içinde yaşanan gelişmeler, küresel enerji piyasalarının ne kadar kırılgan ve beklenmedik krizlere açık olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Rapordan elde edilen bulgular, önümüzdeki yıllarda enerji piyasasında gerçekleşmesi muhtemel küresel arz krizlerinden kaçınmak için yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini vurgulamaktadır. Arz güvenliği sorunlarının aşılması, son kullanıcılara düşük maliyetli elektrik sağlama ve karbonsuzlaşmış bir enerji sistemine geçiş sağlamak amacıyla, rüzgâr ve güneş yatırımlarının hızlandırılması için gerekli uygulamaların acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.”