Nobel Ekonomi Ödülü Sahibi Daron Acemoğlu’nun İşçi Ücretleri Üzerine Açıklamaları
Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazanan Ermeni asıllı Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Fatih Altaylı’nın YouTube programında işçi ücretlerine dair dikkat çekici açıklamalar yaptı. Acemoğlu, Türkiye’de işçi ücretlerinin düşük olmasına rağmen, işgücünün yarısının asgari ücretle çalıştığını belirterek, “Bu denklemde bir bozukluk var. İşçilerin verimliliğini artırmak gerekiyor ki, işçilere olan talep artsın. Böylece işverenler, üretkenlikleri ve kârları arttıkça işçilere daha yüksek maaş ödemek zorunda kalsın.” ifadelerini kullandı.
Çalışma Ekonomisi Uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik’ten İtiraz
Çalışma ekonomisi alanında uzman olan Prof. Dr. Aziz Çelik, Acemoğlu’nun görüşlerine karşı çıkarak şu ifadeleri kullandı: “Daron Acemoğlu’na itirazım var! Daron Hoca, özetle verimlilik artarsa ücretlerin de artacağını, işverenlerin daha mutlu bir şekilde bu artışı kabul edeceklerini belirtiyor. Ancak bu iddiaya katılmıyorum. Verimlilik artışının, ücretlerin kendiliğinden yükseleceğini düşünmek, bölüşüm ilişkilerinin gerçekliğinden habersiz olmak demektir.”
Çalışanların Örgütsüz Olmasının Etkisi
Çelik, verimlilik artışının reel ücretleri artırma potansiyelinin, doğrudan ücretlerin artması anlamına gelmeyeceğine dikkat çekerek şu açıklamaları yaptı: “Verimlilik artışının reel ücretleri artırma potansiyeli vardır; ancak verimlilik artışının güle oynaya ücretleri artıracağını sanmak, sosyal mücadele ve sosyal politikanın yokluğunda, çalışanların örgütsüz olması durumunda, ücretlerin artmayacağı gerçeğini göz ardı etmektir. Hatta bu durumda ücretler düşebilir.”
Türkiye’deki Gerçekler
Çelik, Türkiye’deki acı gerçeğin Acemoğlu’nun öne sürdüğünden farklı bir senaryo olduğunu belirterek, “Türkiye’de verimlilik artmasına rağmen reel ücretler düşüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre, saat başına üretim (verimlilik) 2009’da 100 iken 2022 sonunda 160,3’e yükselmiştir.” dedi. Çelik ayrıca, geçmiş yıllara dair verileri şu şekilde paylaştı:
- “Verimlilik yüzde 60’tan fazla artmış; ancak reel birim ücret 2009’da 100’den 2022 sonuna 93,8’e düşmüştür.”
- “Verimlilik ve ücret makası açılmıştır. Verimlilik artışının ücretlere yansıması olmadığı gibi, ücretler reel olarak da düşmüştür.”
- “2021’in 4. çeyreğinde saat başına üretim 170,5’e çıkarken reel ücret 81,8’e gerilemiştir.”
Çelik, “Son 15 yıl ve 60 çeyrek boyunca, ücretler sadece birkaç kez, çok sınırlı bir şekilde reel olarak artabilmiştir. Bu süreçte, işverenler daha fazla kâr elde etmiştir. Bunun için son 20 yılın İSO 500 Büyük şirket bölüşüm verilerine bakmak bile yeterlidir.” diye ekledi.
Sosyal Mücadele Olmadan Ücret Artışı Olmaz
Ücretlerin artması için yoğun bir sosyal mücadele gerektiğini vurgulayan Çelik, “O iş öyle olmuyor! Verimlilik artınca patronlar kendiliğinden ücretleri artırmıyor. Ücret artışları için yoğun bir sosyal mücadele gerekiyor ve buna rağmen bile reel ücretler düşebiliyor.” ifadelerini kullandı. Çelik, “Verimliliğin yüksek olduğu ülkelerde de patronlar güle oynaya ücretleri artırmıyor. Ücret artışları etrafında yoğun bir sosyal-sınıfsal mücadele söz konusudur.” dedi.
Acemoğlu’nun klasik liberal reçeteyi tekrar ettiğini belirten Çelik, “Önce zenginleşelim, sonra refah gelir!” argümanının Türkiye’de ve dünyada zenginlik artmasına rağmen bölüşümün bozulması gerçeğiyle çürütüldüğünü ifade etti. “Türkiye’de ücret düşüklüğünün temel nedeni verimlilik değil, bölüşüm adaletsizliğidir. Sendikaların zayıf olması ve devletin sosyal devlet vasfını yitirmesi bu durumu daha da derinleştiriyor.” diye ekledi.
Verimlilik Artışının Sermaye Gelirlerine Yansıması
Verimlilik artışının ücretlere değil sermaye gelirlerine yaradığını gösteren verileri paylaşan Çelik, “2009’da sermayenin payı yüzde 45 civarında iken, 2023’te yüzde 61’i aşmıştır. Buna karşılık, ücret gelirleri yüzde 55’ten 39’a gerilemiştir.” dedi. “Demek ki verimlilik artışı tek başına ne ücretleri artırıyor ne de bölüşümü iyileştiriyor.” şeklinde görüş belirtti.
Enflasyonun Hissedilmesi
Acemoğlu’na yönelik tepkiler diğer ekonomistlerden de geldi. Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Acemoğlu’nun açıklamalarının benzerini Fed Başkanı Powell’ın da yaptığını hatırlattı: “7 Kasım’daki Fed toplantısında, Powell da yüksek enflasyon sonucunda alım gücündeki azalmanın (enflasyon düşse de) hala hissedildiğini belirtti.”
Uzun Vadeli Teoriler
Ottawa Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aylin Seçkin Georges, bu teorilerin uzun vadede daha uygulanabilir olduğunu ifade etti: “Daron Hoca topu güzel çevirmiş. Yüksek enflasyon, bol likidite yaratılması yüzünden Türkiye’de etkili. İktidarın en sevdiği vergi haline geldi ve bu durum alışkanlık haline geldi.”
Üretkenlik ve Ücretler Arasındaki İlişki
Greenwich Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Oyvat, Daron Acemoğlu’nun açıklamalarına itiraz ederek, “Evet, ancak üretkenlik ile ücretler arasındaki ilişki tek yönlü değil; ücret artışları da iş gücü üretkenliğini olumlu etkiliyor.” dedi. Oyvat, “Ücretler işgücü üretkenliğini artırır.” diyerek, konuyla ilgili araştırmalara dayanarak şu maddeleri sıraladı:
- “İşçilerin artan çabası (etkin ücret mekanizması)”
- “İşe girip-çıkma hızının azalması”
- “Firma içinde daha iyi yönetim uygulamaları”
- “Düşük verimlilikteki işverenlerden yüksek verimlilikteki işverenlere doğru üretim kayması”
“Ayrıca, ücret artışlarının sermaye yoğun üretime geçişi teşvik etme etkisi de göz önünde bulundurulmalıdır.” diye ekledi.
Neden Şaşırmalıyız?
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şişman, “Kârların, rantın patlatıldığı, ücretlerin eritildiği bir dönemden geçtiğimiz Acemoğlu tarafından da tespit edilmiştir. Tekelci rekabetin olduğu yerde, buradan yeni bir büyüme çıkmayacağını da bilir kendisi. Neden şaşıralım ki?” ifadelerini kullandı.
Teori ile Pratik Arasındaki Farklar
Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Küçükkale ise, teori ile pratikteki farklılıkları şu şekilde aktardı: “Daron hocanın söyledikleri teorik olarak doğru. Ancak gerçek dünya çok daha farklı. Türkiye’de yaşanan fakirlik, uygulanan ekonomi politikalarının bir sonucudur.”
Ücretlerin Enflasyon Üzerindeki Etkisi
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Yılmaz, verimlilik, ücret ve enflasyon arasındaki ilişkiyi şu maddelerle açıkladı:
- “Verimlilik ile ücretler arasında pozitif bir ilişki var, fakat bu ilişki güçlü değil; verimlilik ücretlere çok sınırlı yansıyor.”
- “Ülkede veri verimlilik düzeyinde dahi ücretlerin payı hala çok düşük.”
- “Düşük verimliliğin etkisi var, ancak artan firma gücü ve sendikal gücün de etkisi büyük.”
- “Üretimin niteliği enflasyonist, ancak bu durum mevcut enflasyon düzeyiyle direkt ilişkili değil.”
- “Ücretler, enflasyonun raydan çıkmamasında önleyici bir işleve sahip.”
- “Ayrıca, ücret artışlarının da verimliliği artırdığı gözlemleniyor.”