Yüzde 360’a Varan Huzurevi Zamları Tepkilere Yol Açtı
Son günlerde huzurevi fiyatlarına yapılan astronomik zamlar, özellikle yaşlı emekliler arasında büyük bir rahatsızlık yarattı. İstanbul Sarıyer’de bulunan İzzet Baysal Huzurevi’nde yaşayan emeklilerle bir araya gelerek, bu zamların günlük yaşamlarını nasıl etkilediğini gündeme getirdik. İsimlerini açıklamak istemeyen huzurevi sakinleri, artan maliyetler karşısında kişisel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiklerini ifade etti ve bu zamlara karşı hukuki yollara başvurmayı düşündüklerini belirtti.
77 yaşındaki S. Hanım, zamdan önce tek kişilik odasının aylık ücretinin 3.552 lira olduğunu, zam sonrası ise bu fiyatın 10.652 liraya fırladığını söyledi. Medyada yer alan fahiş zam haberleri ve artan tepkiler üzerine, yetkililerin fiyatı 712 lira düşürerek 9.940 lira olarak belirlediğini aktardı. 11.850 lira maaş aldığını belirten S. Hanım, “İlk zamda elimde kalan 1.150 lira, indirimle birlikte 1.910 lira oldu. Biz zamma karşı değiliz. Ben 3.552 lira verirken, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı yüzde 51.97’ydi. O orana göre zam yapsalardı, ama yüzde 360 zam yapılınca hepimiz şok olduk” dedi.
1.910 TL Hangi İhtiyaca Yetecek?
S. Hanım, “Devlet diyor ki ‘Ben bakıyorum, yediriyorum, içiriyorum, su, elektrik, doğal gazı veriyorum. Bu harçlık da sana yeter’ diyor. Ama bu harçlık bana yetmiyor. Devlet suyu veriyor ama şampuanı vermiyor. Bugün en ucuz şampuan 130 lira, bir çorap pazarda 30 lira, bir ayakkabı alsanız, lastik ayakkabı bile alacak olsanız o da para oldu. Biz bu durumun altından nasıl kalkacağız?” şeklinde konuştu.
Bir diğer emekli, 78 yaşındaki S. Bey, zamdan önce ödediği 2.051 liranın, yeni zamla birlikte 9.230 liraya yükseldiğini belirtti. “Ben 14.000 lira maaş alıyorum. Maaşımın yüzde 65’i gitti. Maaşıma nasıl el koyarsınız? Bu yeni zamla birlikte maaşı yetmeyip ödeyemeyecek olan insanlar olacak, onları kapının önüne mi koyacaklar?” diyerek bu fahiş zamlara karşı tepkisini dile getirdi ve zammın geri alınmasını talep etti.
90 yaşındaki R. Bey, “İktidar TÜİK’e baskı yapıyor, yüzde 50 enflasyon açıklanıyor. Peki devlet huzurevi fiyatlarına nasıl böyle bir zam yapabiliyor?” diye sordu. 65 yaşındaki B. Bey de, “TÜİK verilerine göre zam yapılsaydı, yine sorun olmayacaktı. Resmi enflasyonu uygulayın” dedi.
İzzet Baysal Huzurevi’nden bir oda.
“Özünde Sahipsiz Yalnız İnsanlarız”
Huzurevi sakinleri, burada hiçbir sosyal etkinlik yapılmadığını, arada sırada hayırseverlerin restoranlarda yemek organizasyonu yaptığını ancak bakım gerektiren hastaların bu etkinliklere katılamadığını ifade etti. Yemek gönderilmesi gibi alternatiflerin de yapılmadığını belirten huzurevi sakinleri, odalarında sadece bir dolap, masa, sandalye ve yatak bulunduğunu ve çay ile kahveyi ücret karşılığında almak zorunda kaldıklarını söylediler. Huzurevinde çayın 5 liraya, kahvenin ise 10 liraya satıldığını vurgulayan B. Bey, “Burada bize aslında ye, iç, yat, ölümü bekle demiş oluyorlar. Özünde sahipsiz, yalnız insanlarız. İtilmiş insanlarız…” şeklinde ifade etti.
Sakinler, giyim, ayakkabı, kişisel hijyen ve bakım ürünlerini de kendilerinin karşılamak zorunda olduğunu belirterek, bu yüksek huzurevi fiyatları ve maaşlarla nasıl geçineceklerini bilmediklerini dile getirdiler. Sağlık sorunları eklenince, huzurevinde yaşayan emeklilerin temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma düştüğü de gözler önüne serildi.
İstanbul Sarıyer’deki İzzet Baysal Huzurevi’ndeki çay salonu. Huzurevi sakinleri, burada içtikleri çayı 5 liraya, kahveyi 10 liraya satın alıyor.
Bakıma Muhtaç 18 Yaşlıya 1 Kişi Bakıyor
S. Bey, huzurevinde temizlik personelinin hastalanmasına rağmen yeni personel alımının yapılmadığını belirtti. “Doktor yok huzurevinde. İnsanlar sürünüyor. Emeklilerin maliyetini sorguluyorlar, milyonlarca mülteci var, onlara bedava bakıyorlar” şeklinde konuştu. S. Hanım da, “Yatalak olan 18 kişiye 1 kişi bakıyor. 1 kişi 18 kişiye yemek yediriyor. Hasta olunca, ambulans geliyor ve hasta bakıcı ya da hemşire refakat ediyordu, hastaneye öyle gidiyorduk. Şimdi hasta olunca yakınlarımız aranıyor, ‘Annen, baban falanca hastaneye götürüldü’ deniyor. ‘Peki çocuklar il dışındaysa, yurt dışındaysa ne olacak?’ diye sordum. ‘Onu o zaman düşünürüz’ diye yanıt veriyorlar. Geçenlerde kimsesi olmayan bir arkadaşımız hastalandı, revirden beni aradılar, ‘Teyzecğim sen gider misin?’ dediler, ben de gittim. Yaşlılar olarak birbirimize destek oluyoruz artık böyle.”
Baskıdan Çekiniyorlar
Huzurevi sakinleri, herhangi bir baskı ile karşılaşmaktan çekindikleri için fotoğraf çektirmekten ve isimlerini paylaşmaktan kaçındılar. Herhangi bir soruşturmadan kaçınmak adına, temsili bir fotoğrafla haberimizi yayınladık.