Doğal Afet Sigortaları Kurumu Açıklaması
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), sigortalıların ödediği poliçe primlerinden oluşan fonları yönetmekte ve bu fonlarla sağlanan reasürans koruması aracılığıyla, sigortalıların deprem sonucu meydana gelen hasarlarını, poliçe teminat limitleri çerçevesinde karşılamakla yükümlü bir kamu tüzel kişiliğidir. Kurum, bu yükümlülüğünü yerine getirirken, 6 Şubat 2023 tarihindeki depremlerin ardından sigortalıların tazminatlarını en hızlı ve etkin şekilde ödemeyi öncelikli hedef olarak belirlemiştir.
Açıklamada, DASK’ın süreçlerin en hızlı ve en kolay şekilde yürütülmesi için çaba gösterdiği, tüm işlemlerin mevzuata uygun olarak ve sigortalılara eşit bir şekilde gerçekleştirildiği vurgulanmaktadır. DASK’ın misyonu, sigortalıların ödediği primler karşılığında deprem hasarlarını, mevzuatın belirlediği çerçevede, ‘poliçe limiti ile sınırlı’ olarak karşılamak üzerine kuruludur.
DASK tarafından yapılan açıklamada şu hususlar belirtilmiştir:
- Zorunlu Deprem Sigortası Poliçesi: DASK, Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi olan vatandaşların oluşturduğu sigorta havuzudur.
- Sigorta Bedeli Tespiti: Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları’nın A-4 maddesinde, sigorta bedelinin her durumda ‘azami teminat tutarından fazla olamayacağı’ ifade edilmiştir.
- Rayiç Değer Esaslı Sigorta: Zorunlu Deprem Sigortası poliçesi, rayiç değer esasına dayalı bir sigorta niteliğinde değildir. Bu nedenle, zeyilname düzenlenmeden ek prim alınmaksızın değişen tarifeye göre otomatik ödeme talep etmek, genel şartlarla çelişmektedir.
Ayrıca, yapılan itirazlar sonucunda konu, Yargıtay’a taşınmış ve Yargıtay, DASK’ın sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğuna dair emsal bir karar (2023/1340 E. 2024/5473 K.) almıştır. Bu karar doğrultusunda, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından alınan karar bozulmuş ve Bölge Adliye Mahkemeleri (İstinaf) tarafından DASK’ın ‘ek prim alınmaksızın güncel tarifeden ödeme yapamayacağı ve tazminatın poliçe bedeli ile sınırlı olduğu’ yönündeki kararlar desteklenmiştir.
Sonuç olarak, aksi görüşlerin herhangi bir hukuki dayanağı olmadığı net bir şekilde ortaya konmuştur.