Moldova’nın Avrupa Birliği’ne Katılma Referandumu
Moldova, Avrupa Birliği’ne katılma kararı için tarihi bir referandum gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Maia Sandu, bu referandumun “eşi benzeri görülmemiş” dış müdahalelerle gölgelendiğini ifade etti. Referandumda, seçmenlerin %50,17’si AB’ye katılma yönünde oy kullandı. Sandu’nun liderliğindeki AB yanlısı politikalar, ülkede önemli bir destek bulmasına rağmen, sadece %0,17’lik bir farkla bu önemli kararın alınması, kamuoyunda büyük bir tartışma yarattı.
Aynı gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Maia Sandu, oyların %42’sini alırken, en büyük rakibi eski başsavcı Alexandr Stoianoglo %26 oranında oy aldı. Bu sonuç, 3 Kasım’da iki aday arasında kıyasıya bir ikinci tur mücadelesine zemin hazırladı. Sandu, referandumun, ülkesinin Kremlin’in etkisinden çıkarak Avrupa Birliği’nin yanında yer almasını sağlayacağını belirtti. Ancak, elde ettiği bu dar zafer, Cumhurbaşkanını ikinci turda daha zorlu bir mücadele ile karşı karşıya bıraktı.
Sandu, 2030 yılına kadar Moldova’nın tamamen Avrupa Birliği’ne katılmasını hedefliyor. 2020 yılından bu yana AB yanlısı bir siyaset izleyen Sandu, 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle birlikte bu politikalarını daha da güçlendirdi. Sandu’nun ana rakibi Stoianoglo ise, iktidara gelmesi durumunda AB, Rusya, ABD ve Çin ile dengeli bir dış politika geliştireceğini vurguladı. Stoianoglo, referandumu boykot ederek, bunun Sandu’nun seçimlerde oylarını artırmak için kullandığı bir taktik olduğunu dile getirdi.
Sandu, Rusya’yı Suçladı
Pazartesi sabahı Moldova halkına seslenen Sandu, “düşman yabancı güçlerle” işbirliği içinde olan ‘suçluların’, 300 bin oyu para karşılığı satın almaya çalıştığını iddia etti. Bu durumu “eşi benzeri görülmemiş bir sahtekarlık” olarak nitelendiren Sandu, “Dış etki gruplarına bağlı suçlular, on milyonlarca avro rüşvet, yalan ve propaganda ile ülkemize saldırmış, vatandaşlarımızı ve ulusumuzu belirsizlik ve istikrarsızlık içinde tutmak için en utanç verici araçları kullanmışlardır” şeklinde açıklamalarda bulundu. Sandu, Rusya’nın seçimlere bizzat müdahale ettiğini öne sürdü. Öte yandan, Rusya, Sandu hükümetini “Rus düşmanlığı” ile suçlayarak, müdahale iddialarını kesin bir dille reddetti.
