Lübnan’da İletişim Cihazlarının Patlatılması ve Oluşan Korku
Lübnan’da son günlerde meydana gelen olaylar, iki gün boyunca uzaktan patlatılan iletişim cihazları sonucunda 37 kişinin hayatını kaybetmesiyle büyük bir korku ve paniğe yol açtı. Ülkede yaşanan bu trajik olaylar, halkın günlük yaşamını derinden etkiliyor.
Lübnan ordusuna bağlı güvenlik birimleri, yaşanan bu olayların ardından ülke genelinde şüpheli cihazları kontrollü bir şekilde patlatmaya devam ederken, başkent Beyrut’taki havaalanında iletişim cihazlarının kullanımını yasakladı. Bu durum, Lübnanlıların cep telefonlarını kullanırken bile endişe duymalarına neden oluyor; neredeyse tüm bataryalı cihazlardan korkar hale geldikleri belirtildi.
Beyrut’un en işlek caddelerinden biri olan Hamra’da, AA muhabirine açıklamalarda bulunan Muhammed Abbas, yaşanan olayların etkisinin sadece yetişkinlerle sınırlı kalmadığını, çocukların da olumsuz etkilendiğini dile getirdi. Kendisinin küçük çocukları olmasa da, yeğenlerine telefonları yaklaştırmaktan kaçındığını belirten Abbas, çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri şu şekilde ifade etti:
- “Çocuklar telefonu almak istese de vermiyoruz. Zaten çocuk kendisi telefondan korkar hale geldi. Hatta artık ‘Baba, telefon patlar mı? Telefonda bir şey olur mu?’ diye soruyor.”
- “İçerisine patlayıcı yerleştirilen cihazlara bir mesaj geldiğinde, mesajı okumak için cihazı yüzüne tuttuğun sırada patlayabileceği düşüncesi akıllarını kurcalıyor.”
- “Yaşanan olaylar insanların psikolojik durumunu kötü etkiledi. Gelen bir arama üzerine telefonu açmaya çalıştığında ‘Acaba patlar mı?’ diye düşünmeye başladılar.”
Beyrut’ta taksicilik yapan Muhammed Dokmak, 17-18 Eylül tarihlerinde yaşanan binlerce iletişim cihazının patlatıldığı saldırılardan sonra Lübnan’da insanların elektronik cihazlardan korkmaya başladığını ifade etti. Almanya’da yaşayan bir akrabasının Lübnan’ı ziyarete geldiğini ancak bu saldırılar nedeniyle hemen geri döndüğünü vurgulayan Dokmak, “Korkudan, gurbetçi akrabam Lübnan’da sadece 10 saat kaldıktan sonra geri döndü.” şeklinde konuştu. Bu durumda, Lübnan halkının yaşadığı korkunun ve güvensizliğin ne denli derin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.