Karl Marx’ın Brüksel Serüveni

featured

“Avrupa’da bir heyula korku salıyor. Komünizm heyulası. Papasından çarına, Metternich’inden Guizot’suna, Fransız Radikallerinden Alman polislerine, kocamış Avrupa’nın tekmil güç odakları, bu heyulayı dualar ve tütsülerle kovmak için kutsal bir bağlaşmada el ele vermiş bulunuyorlar.” Yukarıdaki paragraf Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından yazılan Komünist Manifesto’nun girişinden alınmıştır.

Brüksel’de Oturma İzni ve Yaşam Koşulları

Siyasi görüşleri nedeniyle Almanya ve Fransa’dan sınır dışı edilen Marx, 1845 yılında her görüşten devrimcinin bir nevi sığınağı olan Brüksel’e taşınmış ve ailesiyle birlikte üç yıl orada yaşamıştır. O zamanlar Brüksel yaklaşık 124 bin nüfuslu bir şehirken Ixelles, Saint Joose-ten-Noode ve Molenbeek-Saint Jean banliyöleri hızla büyüyerek 40 bin nüfusa ulaşmıştı.

OTURMA İZNİ KOŞULU: Marx’a göre Brüksel, sosyalizmin üç büyük canlı merkezi (Almanya, Fransa ve İngiltere) arasında ideal bir coğrafi konumda olup tren ve posta gemileriyle mükemmel bağlantılar söz konusuydu. Ayrıca yine Marx’a göre Brüksel’in kendisi de öğretici idi. Çünkü kente taşınan ve İngiliz Sanayi Devrimi’nin ucuz ve makineleştirilmiş ürünlerin ithalatı sonucu mahvolmuş toplumsal katmanlar ve ithalat yaparak zenginleşen bir üst sınıf / tabaka vardı.

Marx ve Engels’in Brüksel’deki Faaliyetleri

Marx, Paris’te iken babasının bir pamuk fabrikasının sahibi olduğu Manchester’dan yeni dönen bir Alman tekstil imalatçısının oğlu Friedrich Engels ile tanışmış ve tanışıklık büyük bir dostluğa dönüşerek Brüksel’de de sürdürmüştür. Marx, 1845-1847 döneminde Belçika’da çok sayıda politik faaliyete katıldı ve önderlik etti. 1846’da, gizli ve radikal bir organizasyon olan Adalet İçin Birlik Hareketi ile ortak çalıştı. O, bu hareketin işçi sınıfı devrimi meydana getirebilecek aksiyoner bir örgüt olduğunu düşünüyordu.

GİZLİ SERVİS İZLİYORDU: Marx, bu sözü Belçika’da geçirdiği zamanı çalışma fikirlerinde açıklık kazanmak için içtenlikle değerlendirme niyetindeydi. Ancak, henüz bir engel olmamasına rağmen gizli servis onu sürekli izliyordu.

Marx ve Engels beraber yıl içinde bu yeni siyasi yapının ilke ve programının belirlenmesine ciddi katkılar koydular. Bu katkıların büyük ölçüde yazıldığı Brüksel’in tarihi merkezi, kalbi Grand Place ve o meydandaki yapı yani La Maison du Cygne (Kuğu Evi) idi.

Marx, Brüksel’de üç yıl yaşamış ve misyonu olan bir devrimci olarak adeta yeniden doğmuştur. Materyalist tarih yazımının olgunlaştığı ve Feuerbach’ın öğretilerine karşı kaleme aldığı Onbirinci Tez kitabının sonuç bölümündeki “Filozoflar dünyayı çeşitli şekilde yorumladılar; asıl mesele onu değiştirmektir” ibaresi de Komünist Manifesto gibi Brüksel’de yazılmıştır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin