İsrail’in Gazze ve Lübnan ile İlişkileri: Askeri Zorluklar ve Siyasi Gelişmeler

featured

İsrail’in Zor Günleri: Gazze ve Lübnan İlişkisi

7 Ekim tarihinden itibaren İsrail, tarihinin en kanlı saldırılarından birine maruz kalmış durumda. Bu saldırılardan biri de Mecdel Şems adlı Dürzi köyüne yönelik gerçekleşti. Saldırıda 12 çocuk yaşamını yitirirken, 44 kişi yaralandı. Saldırı, Suriye ve Lübnan sınırına yakın bir bölgede gerçekleşti. Hizbullah, bu saldırıyı üstlenmezken, İsrail, bu durumu bahane ederek Lübnan’a askeri operasyon düzenlemeyi hedefliyor. Ancak, olası bir askeri harekâtın detayları, 7 Ekim’den bu yana İsrail kamuoyunda tartışma konusu oldu. Batı medyası, aylardır “Bu ay kesin başlıyor” şeklinde haberler yaparken, harekâtın neden bu kadar geciktiği merak ediliyor.

Gazze Hala Ayakta

İsrail, 7 Ekim sonrasında Gazze’de yürüttüğü askeri operasyonlarda beklenenden daha az kayıp verdi. Bu durumun başlıca sebepleri arasında, sahip olduğu teknolojik üstünlük ve kentteki hedefleri vururken sivillerin yaşamını göz ardı eden operasyonlar yer alıyor. Yapılan katliam sonucunda ortaya çıkan bilanço, İsrail’in dünya kamuoyu önünde zor durumda kalmasına neden olsa da, kendi tarafındaki kayıpları nispeten azaltmayı başardı. İsrail’e göre, Mayıs itibarıyla toplam ölü sayısı 300 civarındayken, yaralı sayısı 2000’i geçti. Ancak bu bilgi, doğrudan savaşan taraf olan İsrail’den geldiği için, gerçek sayıların bunun çok üzerinde olabileceği düşünülüyor. Toplam zayiat tahminlerin altında kalsa da, İsrail ordusu hala Hamas’ı tamamen etkisiz hale getirememiş durumda.

İsrail, Kuzey Gazze’den çıktıktan sonra önce Han Yunus’a, ardından da Refah sınır kapısına operasyonlar düzenledi. Ancak bu operasyonlar, Hamas’ı bölgeden tamamen atmaya yetmedi. Geçen ay, ABD’li Wall Street Journal gazetesiyle konuşan yetkililer, Hamas’ın insan gücünün yüzde 70’inin ve yer altı tünellerinin yüzde 60’ının hala aktif olduğunu belirtti. Bu durum, İsrail’in askeri operasyonlarını çaresiz bir hale sürüklüyor. Ağırlıklı olarak ihtiyat personelinden oluşan İsrail ordusu, 8 aydır süregelen çatışmalarda bir hayli yıprandı. İsrailli Maariv gazetesi, İsrail’in Hizbullah’a karşı çatışabilecek hazırlıktan uzak olduğunu vurguladı. İddialara göre, İsrail, Gazze’de Hamas’tan temizlenen bölgelerde kalıcı kontrol sağlamak için yeterli askeri personele sahip değil. Ayrıca, operasyonların sona erdiği bölgelerden askerlerin hızlı bir şekilde çekilmesi de bu iddiaları destekliyor. Dahası, İsrail ordusunun raporuna göre, Gazze’deki her 5 zayiatın 1’i dost ateşinden kaynaklanıyor. Bu durum, ordu içindeki morali daha da düşürüyor. Geçtiğimiz aylarda ordu içindeki bazı unsurların Başbakan Netanyahu‘ya karşı durduğu ve hatta bir darbe girişiminde bulunabilecekleri iddia edilmişti.

Hizbullah Daha Çetin Ceviz

Bu askeri engeller İsrail’in başını ağrıtırken, politik anlamda bazı olumlu gelişmeler de yaşandı. Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu için tutuklama talebinde bulundu ve bu durum İsrail’i daha da yalnızlaştırdı. Ancak Netanyahu, ABD ziyaretiyle birlikte destek buldu. Cumhuriyetçilerin büyük çoğunluğunun, Demokratların ise yarısının katıldığı bu konuşma sırasında, Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez, “salonun boş kalmaması adına bindirilmiş kıtaların getirildiğini” öne sürdü. Ancak Amerikan kongresinin yoğun desteği ve neredeyse her cümlesinin alkışlanması, Netanyahu’nun savaş durumunda pozisyonunu güçlendirdi.

İsrail’in Gazze’den bambaşka bir savaşla karşı karşıya kalacağı da unutulmamalıdır. Hamas’ın aksine, Hizbullah, etrafı tamamen sarılmış bir yapı değil. İran’ın vekil gücü olarak Suriye ve Irak üzerinden lojistik destek alması, Hizbullah’ın daha güçlü olmasını sağlıyor. Eğer Lübnan doğrudan işgal edilirse, İran’ın bu yollarla Hizbullah’a yeni silahlar sağlaması mümkün hale gelecektir. ABD, son aylarda bu muhtemel lojistik hattını yok etmek için Irak hükümetiyle görüşmeler yürütüyor. İsrail, bölgeye yeni birlikler gönderirken, Batılı ülkeler vatandaşlarının Lübnan’ı terk etmesini talep etti. Ayrıca, ABD’nin Dwight D. Eisenhower ve Gerald Ford uçak gemileri, İsrail’e destek amacıyla bölgedeydi. Tüm bu göstergeler, bir savaş hazırlığını işaret etse de, yukarıda bahsedilen sorunlar nedeniyle İsrail’in konvansiyonel bir harekâta sıcak bakmadığı izlenimi yaratıyor. CNN’e konuşan Batılı yetkililer, saldırıya karşılık verileceğini ancak büyük bir harekâtın şimdilik kaçınılacağı yönünde açıklamalarda bulundu. İsrail, en son 2006’da Hizbullah’a karşı Lübnan sınırlarında bir operasyon gerçekleştirmiş ancak bu grubu imha etme konusunda başarısız kalmıştı. Bugün, Hizbullah militanlarının Suriye İç Savaşı’ndan edindiği tecrübe, İran’ın bölgedeki etkisini artırması ve yaptığı askeri yatırımlar göz önüne alındığında, İsrail’in askeri harekâtının çok daha zor geçeceği aşikardır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsiniz

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırmayın ve ücretsiz e-posta aboneliğinizi hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Haber Dönüşüm ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin