İran’dan İsrail’e Yanıt: Heniyye’nin Suikastı ve Bölgesel Etkileri
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye‘nin Tahran’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmesinin ardından, İran’ın bu duruma nasıl bir karşılık vereceği üzerine tartışmalar sürüyor. İran Büyükelçiliği kaynakları, bu olayın ardından önemli açıklamalarda bulundu. Büyükelçilik kaynakları, İran’ın, kendi topraklarında resmi bir misafirinin öldürülmesini asla göz ardı edemeyeceğini belirterek, “İran liderlerinin de açık bir şekilde ifade ettiği gibi, İran, toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve onurunu koruma konusunda hiçbir tereddüt göstermeyecektir. Siyonizm terörist bir yapı olarak bu girişimi sadece uluslararası ve Birleşmiş Milletler (BM) kurallarını ihlal etmekle kalmayıp, aynı zamanda bölgesel ve küresel barışı da tehdit etmektedir. Siyonist rejimin bu saldırgan tutumu, Batı Asya ve Orta Doğu’da istikrarsızlığı artırmaktadır.” şeklinde konuştu.
Bölge Müslümanlarının Birliği
Kaynaklar, Siyonizm rejiminin saldırgan tutumunun ardındaki birincil destekleyicinin ABD olduğunu ve İsrail’in buradan güç aldığını belirterek, “İran olarak, bölgemizde ve etrafımızdaki ülkelerde, özellikle Lübnan, Irak ve Suriye’deki istikrarsızlığın esas nedeninin ABD olduğunu biliyoruz. Siyonizm rejiminin terör politikası, direniş eksenimizi zayıflatmaya yaramayacaktır. Bu rejim geçmişte de benzer girişimlerde bulunmuştur. Direniş ekseni, Siyonist rejimin karşısında dimdik durmaktadır. Filistin halkının direnişinde büyük bir rol oynamıştır. Bugün, Filistinlilerin, İranlıların ve bölgedeki Müslümanların kanları birleşmiş durumda ve bu kanlar, Filistin davası uğruna feda edilmeye hazırdır. Müslüman ülkelerin etkin bir şekilde harekete geçmesi, bu cinayetleri durduracak güçtedir.” diye ifade ettiler.
Kendi Başımızın Çaresine Bakacağız
Türkiye’ye gösterdiği güçlü tutum nedeniyle teşekkür eden kaynaklar, “İran, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı yapılan bu tür girişimler karşısında kendini savunma hakkını saklı tutmaktadır. Müslüman ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan beklentimiz, Filistin halkının haklarını ihlal eden bu işgalci rejime karşı birleşmeleri ve onların haklarını savunmak için her türlü tedbiri almalarıdır; ister hukuki, ister siyasi ya da yaptırım girişimlerinde bulunsunlar. Bu konuda BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdık. Oradan çıkacak sonuçtan pek umutlu değiliz çünkü orada oturanlar genellikle Siyonizm rejiminin birinci destekçileridir.” dediler. Ayrıca, “Umudumuz olmasa da BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdıktan sonra başka girişimlerde de bulunduk. Birçok İslam ülkesiyle irtibat kurduk. Eğer Siyonizm rejimi, olması gerektiği şekilde kınanmaz ve gereken yanıtlar verilmezse, İran olarak BM’nin 51’inci maddesine dayanarak meşru müdafaa hakkımızı kullanacağız ve caydırıcılık adına gerekli adımları atacağız. Eğer uluslararası toplum, İsrail’in İran’ın Şam’daki büyükelçiliğine düzenlediği saldırıya karşı gereken yanıtı vermiş olsaydı, bugün İsrail, başka bir ülkenin topraklarında o ülkenin resmi misafirine saldırma cesaretini gösteremezdi. Dolayısıyla, gereken yanıt verilmediği takdirde biz de İran olarak, egemenlik haklarımızın açık bir şekilde ihlal edildiği ve ülkemiz topraklarına saldırı yapıldığı için kendi ayaklarımızın üzerinde durup, kendi başımızın çaresine bakacağız. Şu anda Batı ülkeleri ve ABD, bu durumu sessiz bir şekilde izlemektedir.” şeklinde vurguladılar.
Heniyye’nin Güvenliği ve Saldırı
Heniyye’nin öldürülmesinde güvenlik zafiyeti olup olmadığına dair bir soruya cevap veren kaynaklar, “Biz, bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Bu terör eylemleri için ABD ve Batı ülkelerinin de Siyonist rejetine sağladığı destekler, lojistik ve teknolojik yardımlar bulunmaktadır. Gerçek şu ki; Siyonizm rejimi, terör alanında yüksek bilgi ve uzmanlığa sahiptir. Bu rejim, 70 yıl içerisinde binlerce insanı terör eylemleriyle katletmiştir. Heniyye’nin koruma seviyesi oldukça yüksekti.” şeklinde yanıt verdiler. Ayrıca, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın güvenlik endişesi nedeniyle İran’daki törene katılmadığı iddialarına da değinerek, “Biz törenlerimize birçok ülkeyi davet ederiz. Nasrallah’ın neden gelmediği, onların bileceği iştir. Ancak bu tören, gerçekleştiği dönemde çok kritik bir operasyonla meşguldüler.” ifadelerini kullandılar.