1948’de evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinli kadın ve çocuklar Dünyanın dört bir yanındaki Filistinliler, 15 Mayıs’ı “El Nakba” yani “Felaket Günü” olarak anıyor. 1947’nin son aylarından 1949 başlarına kadar 750 binden fazla Filistinli, İsrail devletine dönüşen topraklarını terk etmek zorunda kalarak mülteci oldu. Birçoğu ya gitmeye zorlandı ya da güvenlik endişesiyle gitmek zorunda kaldı. Nakba Günü’nde, hem o yerinden edilme günleri, hem de sonraki onlarca yıl boyunca milyonlarca Filistinlinin bitmeyen sürgünü anılıyor. El Nakba günü o tarihten bu yana gerilime gebe bir gün. Geçmişte anmaların şiddete evrildiği de oldu. Peki o gün ne oldu ve Filistinlilerin Nakba’da kaybettikleri evlerinin sembolü olan “dönüş anahtarı” nasıl ortaya çıktı?
Siyonizmin Yükselişi ve Arap İsyanı
19. yüzyılın sonlarında Siyonizm, Avrupa’da büyüyen bir siyasi hareket olarak ortaya çıktı. Siyasal Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl, 1896 yılında, Yahudilere ait bir devletin kurulmasının, Avrupa’da yüzlerce yıldır süren antisemitik duygu ve saldırılara çare olacağını söylemişti. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla, Filistin olarak bilinen bölgenin kontrolünü ele geçiren İngiltere, 1917 yılında Balfour Deklarasyonu’nu yayımladı. Belge, “Filistin’de Yahudi halkı için bir ulusal yurt kurulmasına” yardımcı olmayı vaat ediyordu. Ayrıca “Filistin’deki Yahudi olmayan toplulukların sivil ve dini haklarına zarar verebilecek hiçbir şeyin yapılmaması gerektiği” de belgede yer alıyordu.
Paylaştırma Planı
1947’de İngiliz hükümetinin Filistin’deki manda yönetimini sona erdirmeyi planladığını açıklamasının ardından Birleşmiş Milletler (BM) ülkeleri 181 sayılı kararı kabul etti. Kararda, Filistin’in Yahudi ve Arap devletlerine bölünmesi ve Kudüs’ün BM idaresi altına alınması çağrısında bulunuluyordu. Belgeye göre plan, bölge topraklarının yaklaşık yüzde 55’ini Yahudilere tahsis ediyordu. Bu, Filistinli Arapların çoğunlukta olduğu birçok ana şehri ve Hayfa’dan Yafa’ya kadar olan önemli kıyı şeridini içeriyordu. Arap devletine daha güneydeki kıyı şeridinin üçte biri tahsis edildi. Zamanın Arap liderleri, bu bölünmenin kendilerinin önemli tarım arazilerine ve limanlara doğrudan erişimini engelleyeceğini düşünüyordu.
Birinci Arap-İsrail Savaşı
İsrail devleti 14 Mayıs 1948’de ilan edildi. Suriye, Mısır, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan ve Irak bölgeyi işgal etti. Sahada başı Mısır ve Ürdün orduları çekiyordu. İsrail, Arap ordularını yenilgiye uğrattı ve ardından 1947’deki planda Filistinli Araplara tahsis edilmiş olan bölgeleri de işgal etti. Savaş Ocak 1949’da İsrail ve Mısır arasında -sonradan Lübnan, Ürdün ve Suriye’nin de dahil olduğu- ateşkes anlaşmasının imzalanmasıyla sona erdi.
‘Geri Dönüş Hakkı’
1948’de evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinliler Filistinlilerin anavatanlarına “geri dönüş hakkı”, çözülmesi gereken ana taleplerinden biri. Filistinlilerin geri dönüş ya da tazminat hakkı BM Genel Kurulu’nun 11 Aralık 1948’de kabul ettiği 194 sayılı kararla da uluslararası olarak tanındı. Bu karar “evlerine geri dönerek komşularıyla barış içinde yaşamak isteyen mültecilere mümkün olan en yakın zamanda bu iznin verilmesini” öngörüyordu.