Öncelikle Biden’ın düşük performans sergilediği Biden-Trump tartışması, ardından Zelenski’yi tanıtırken yaptığı Putin hatası ve son olarak Trump’ın reytingleri artırarak çıktığı suikast girişimi sonrası, pek çok siyasi gözlemci Biden’ı siyasetin mezarlığına gömüverdi.
Doğu Avrupa’da da herkes, Trump’ın getireceği değişiklikleri tartışıyor. Bu nedenle Biden hakkında şimdiden birkaç kelime yazmak faydalı olabilir. Biden, iktidara geldiğinde ABD’nin dünyaya liderlik etmeye hazır olduğunu belirterek, “ABD’nin dünyaya geri döndüğünü” söylemişti. Bu liderlik politikasının Ukrayna’daki yansımalarını gözlemliyoruz.
Ukrayna’ya olan ilgisi sadece jeopolitik nedenlerle sınırlı olmayan Biden’ın, aynı zamanda duygusal bağları da bulunmaktaydı. Oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’da faaliyet gösteren bir enerji firması olduğu ve bu firma hakkında Başsavcı Viktor Şokin tarafından inceleme başlatıldığı dönemde, Biden’ın Ukrayna’ya olan ilgisi daha da artmıştı.
Biden’ın Ukrayna’ya yönelik politikaları ve ilişkileri, ABD’nin Doğu Avrupa politikalarını yürütürken de devam etmişti. Özellikle 2014 Ukrayna İhtilali sırasında ve sonrasında Biden’ın aktif rolü ve Ukrayna’daki iç siyasi dengeleri şekillendirmeye yönelik çabaları dikkat çekiciydi.
Ukrayna’da yaşanan iç siyasi sorunlara müdahalede bulunan Biden’ın, Kiev’e gidip gelerek farklı kanatları barıştırma çabaları ve koalisyon hükümetini ayakta tutma çabaları, Biden’ın Ukrayna’daki etkisini gösteriyordu.
Biden’ın Ukrayna’ya yönelik politikaları ve ilişkileri, ABD’deki muhtemel iktidar değişikliği ve Ukrayna’daki iç siyasi dengeler açısından önem taşımaktadır. Bu durum, Ukrayna’da ve Doğu Avrupa’da yeni bir dönemin başlamasına da neden olabilir.
Önümüzdeki günlerde bu konuların daha detaylı şekilde ele alınacağına şimdiden şahit olabiliriz.
Yazan: [email protected]