Aşırı Sağcı Göstericilerin Eylemleri ve Sonuçları
Son günlerde, aşırı sağcı göstericilerin, failin Müslüman bir göçmen olduğu haberlerinin yayılmasıyla birlikte sokağa dökülerek dükkânları yağmalaması, toplumda büyük bir infial yarattı. Bazı kentlerde göstericiler, mültecilere geçici olarak barınma sağlayan otellere de saldırılarda bulundu. Olaylar sırasında 400’den fazla kişi gözaltına alındı. Ancak daha sonra yetkililer, saldırının failinin bir İngiliz vatandaşı olduğunu açıkladı.
Geçen ay göreve gelen merkez sol İşçi Partisi lideri Başbakan Keir Starmer, bu tür eylemleri gerçekleştiren göstericilere karşı sert bir tutum sergileyerek, cezai yaptırımların gündeme gelebileceğinin sinyalini verdi.
BREXİT’İN ETKİLERİ
Milano Üniversitesi Sosyal ve Siyasal Bilimler Bölümü’nden Dr. İpek Demirsu Di Biase, aşırı sağın eylemlerini Cumhuriyet’e değerlendirdi. Di Biase, İngiltere’nin dünyanın en köklü demokrasilerinden biri olduğunu belirtirken, beyaz üstünlükçülüğüne dayanan aşırı sağ unsurların toplumda her daim var olduğuna dikkat çekti. Di Biase, “Bu unsurların ve savundukları fikirlerin son yıllarda daha görünür hale gelmesi ve etki alanlarının genişlemesi, siyasi alanda popülist sağın yükselmesiyle mümkün oldu. Brexit’in önemli gerekçelerinden biri, göç yönetimi ve milli güvenlik çerçevesinde sınırdışı etme kararlarını Avrupa Birliği kurumlarından bağımsız hale getirmekti” dedi.
Di Biase, “Brexit’e giden süreçte, güvenlik politikalarıyla birlikte Müslüman azınlık başta olmak üzere ‘göç’ meselesi güvenlikleştirildi. Ortadoğu’daki insani kriz ve göç dalgasıyla başlayan süreçte, artan göç karşıtlığı, var olan İslamofobi ile birleşerek toplumda daha belirgin bir hal almaya başladı” şeklinde konuştu.
ATLANTİK ÖTESİ DESTEK
Aşırı sağcı gösterilerin arka planında yatan sosyopolitik bağlamı inceleyen Di Biase, “Bu grupların son dönemde aldığı Atlantik ötesi destek de önemli bir etken. Trump destekçileri ve Elon Musk gibi aşırı sağ ideolojik tezleri benimseyen iş insanları, Avrupa’daki gruplarla organik bağlar geliştiriyorlar. Merkez partilere karşı duyulan hayal kırıklığı, ekonomik krizin etkilerinin gündelik hayatta daha fazla hissedilmesi, pandemi dönemi kısıtlamaları, yaşlanan Avrupa nüfusu ve cinsel azınlıkların yanı sıra, kürtaj hakkı gibi cinsel özgürlüklerin demografik düşüşte varsayılan rolleri, tüm bu etmenler göç karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı ile birlikte Avrupa’da aşırı sağın yükselişinin devam edeceğinin göstergesi” ifadelerini kullandı.