ABD Seçim Yarışında Gerilim Yükseliyor
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaklaşan seçimler, adaylar arasındaki gerilimle birlikte giderek daha da kızışıyor. Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris’i ‘basından kaçmakla’ suçlarken, Harris ise Trump’ı ‘gerçekte bir faşist’ olmakla itham ediyor. Bu iki aday arasındaki polemikler, her geçen gün daha da ateşli bir hale geliyor. Ancak ABD halkı, tüm skandallara, siyasi suikastlara ve hatta fiziksel saldırılara rağmen hala tek bir aday üzerinde karar kılmış gibi görünmüyor.
Çeşitli haber kuruluşları ve anket şirketleri, kimin önde olduğu konusunda farklı veriler sunuyor. Bazı anketlerde Harris önde görünürken, diğerlerinde Trump bir adım öne geçiyor. Ancak her durumda, hiçbir adayın kesin bir üstünlük sağladığı söylenemez; zira hiçbir aday yüzde 2’lik bir farkı aşamıyor.
BBC tarafından sunulan anket sonuçlarına göre, Harris, Trump’ı yüzde 2 oranında geçiyor. Trump, yüzde 46 ile geride kalırken, Harris yüzde 48 ile öne çıkıyor. BBC, Harris’in Ağustos ayında Demokrat Parti adayı olarak Biden’ın yerine geçmesinin ardından Trump’ın sürekli olarak geride kaldığını gösteriyor. Diğer yandan, Forbes daha farklı bir tablo çiziyor. Forbes, güncel anketlerde Trump’ın yüzde 49 ile önde olduğunu belirtirken, Harris yüzde 48 ile hemen arkasında yer alıyor. Forbes, geçtiğimiz haftaki anketlerinde Trump’ın yüzde 51 ile önde olduğunu göstermişti.
Reuters ise Harris’in yüzde 47’lik bir oy oranıyla Trump’ı yine yüzde 2’lik bir farkla geçtiğini ortaya koyuyor. Ancak Reuters, Trump’ın bu farkı hızla kapatabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle kararsız eyaletlerde Trump’a oy verilmesi durumunda, eski Başkan’ın yüzde 53’lük bir destekle seçimi kazanabileceği öngörülüyor.
Türkiye için Harris mi, Trump mı?
Bu seçimler, Türkiye açısından da önemli bir merak konusu. ABD’deki başkan adaylarından hangisinin seçileceği, Türkiye’nin dış politikası üzerinde nasıl bir etki yaratacak? Her ne kadar iki adayın Türkiye’ye bakış açılarını tahmin etmek zor olsa da, yaptıkları açıklamalardan bir öngörüde bulunmak mümkün.
Trump’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan ilişkilerinin daha olumlu olduğu biliniyor. Ancak bu durum, Trump’ın İsrail – Filistin meselesine olan sert tutumundan dolayı hızla değişebilir. Trump, başkan olarak seçildiği takdirde İsrail’i tümüyle destekleyeceğini ve “İsrail’in, Hamas’ı ve Hizbullah’ı ortadan kaldırmak için gereken her şeyi yapacağını” ifade etmişti. Eski Başkan, “Bir Yahudi’nin bana oy vermemesi için deli olması gerekir” şeklinde de bir açıklama yapmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BRICS toplantısında yaptığı açıklamalar ise, İsrail’in silah tedarikini engellemek amacıyla BRICS ülkelerinin liderlerini harekete geçmeye davet eder nitelikteydi. Bu durum, Trump’ın seçilmesi halinde iki lider arasında önemli bir çatışma potansiyelinin olduğunu gösteriyor.
Kamala Harris de, İsrail’i desteklemek konusunda Trump’tan geri kalmıyor. Ancak Biden yönetiminin sunduğu ılımlı yaklaşımı koruma çabası içinde olduğu da gözlemleniyor. Biden yönetimi, son aylarda Gazze ve Lübnan’daki çatışmaların sona ermesi için ikili görüşmeler gerçekleştirmişti. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu hafta içinde ateşkes amacıyla bölgeye on birinci ziyaretini gerçekleştirdi. Ancak bu ziyaretler, bölgedeki ateşkes sürecini ilerletmekte yetersiz kaldı.
