Danimarkalı Tereyağı Kralı Lars Emil Bruun’un Mirası
Danimarka’nın ünlü tereyağı kralı Lars Emil Bruun, 1923 yılında hayata veda ettiğinde, geride bıraktığı miras sadece maddi değil, aynı zamanda ailesinin geleceğini şekillendiren bir yükümlülük taşıyordu. Bruun, ailesine büyük bir miras bıraktı ancak bu mirası alabilmeleri için bir şart koştu. Ailesinin mirastan yararlanabilmesi için tam 100 yıl beklemelerini istedi.
Mirasın Koşulu: 100 Yıl Beklemek
Lars Emil Bruun, yaşamı boyunca madeni paralar, banknotlar ve altın madalyalardan oluşan değerli bir koleksiyon biriktirdi. Bu koleksiyon, Bruun’un ölümünden sonra ailesine bırakıldı; ancak aile, mirasa dokunma hakkına sahip değildi. Bruun, koleksiyonun Danimarka’nın ulusal koleksiyonu için rezerv olarak tutulmasını arzuladı ve bu nedenle satışını yasakladı. Mirası almak isteyen ailesine ise bir şart sundu: 100 yıl sonra, her şey yolunda giderse, torunlarına fayda sağlaması amacıyla koleksiyon satılabilecekti.
Miras Üzerindeki Yasak Bitti: Milyon Dolar Değeri
Yüzyıllık yasak sona erdiğinde, Bruun’un kişisel koleksiyonunun 20.000 parçasından oluşan madeni para bölümü, Kopenhag’da düzenlenen bir müzayedede açık artırmaya çıkarıldı. Müzayede sırasında yaklaşık sekiz teklif alındı ve toplamda 286 lot, 14,82 milyon avroya (16,5 milyon $) satıldı. Bu, Bruun’un mirasının değerini ortaya koyuyordu.
Satılan En Pahalı Para Koleksiyonu Olacak
Bruun’un koleksiyonundaki nadir parçaların ileride tekrar satışa sunulması bekleniyor. Ancak, satışları gerçekleştiren nadir madeni para satıcısı ve müzayede evi Stack’s Bowers’a göre, bu koleksiyon şimdiye kadar satılan en pahalı uluslararası madeni para koleksiyonu olma unvanını taşıyacak. Bruun Koleksiyonu, 500 milyon Danimarka kronu veya yaklaşık 72,5 milyon dolara sigortalı olarak korunmaktaydı.
Danimarka’nın Bombalanmasından Korkuyordu
Müzayede evinin açıklamasına göre, Lars Emil Bruun, I. Dünya Savaşı sırasında yaşanan yıkımların ardından, Kraliyet Danimarka Madeni Para ve Madalya Koleksiyonu’nun bombalanma veya yağmalanma tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğinden endişe ediyordu. Bu nedenle, mirasını koruma altına almak adına önlemler almıştı.