Microsoft’un Yapay Zeka Vizyonu: 80 Milyar Dolar Yatırım
Microsoft, Trump yönetiminin göreve gelmesiyle birlikte başlayacak dört yıl boyunca yapay zeka gelişimine yönelik kapsamlı bir vizyon sundu. Bu vizyon, şirketin 2025 yılına kadar yapay zeka destekli veri merkezlerine toplam 80 milyar dolar harcayacağını belirtiyor. Microsoft, yapay zeka modellerini eğitmek ve dağıtmak amacıyla bulut tabanlı uygulamalarını güçlendirmek için veri merkezleri inşa etmeye odaklandığını vurguladı.
Bu devasa bütçe, dünya genelindeki projeler için tahsis edilen toplam miktar olsa da, bunun yarısından fazlasının Amerika Birleşik Devletleri’nde veri merkezleri inşa etmek için kullanılacağı ifade ediliyor. Şirket, “büyük ölçekli altyapı yatırımlarına dayanan yeni ortaklıklar olmadan” yapay zeka alanında bugüne kadar elde edilen ilerlemelerin mümkün olamayacağını belirtiyor.
Buna ek olarak, Microsoft, Trump yönetiminden, Ulusal Bilim Vakfı ve ABD üniversitelerine araştırma için daha fazla fon sağlanması gibi, ABD içindeki yapay zeka gelişimine yönelik hükümet desteğinin genişletilmesini talep etmektedir. Şirket, yazısında yapay zekanın “ekonomiyi altüst edeceği ve bazı işleri yok edeceği” gerçeğini kabul ederken, aynı zamanda “AI’nin önümüzdeki zorlukların çoğundan daha ağır basacak yeni fırsatlar yaratacağına olan güveninin arttığını” da ifade ediyor.
Microsoft’un açıkladığına göre, en önemli önceliklerden biri, Amerikalılara yapay zekayı, şu anda akıllı telefonları ve dizüstü bilgisayarları kullandıkları gibi, günlük işlerinde bir araç olarak kullanabilmeleri için gerekli eğitimi vermek olacak. Bu eğitimler, bireylerin ve işletmelerin yapay zeka teknolojilerini etkin bir şekilde benimsemelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.
Son olarak, şirket, 2025 yılı için üçüncü kritik öncelik olarak Amerikan yapay zeka ihracatının teşvik edilmesine dikkat çekiyor. Microsoft’un ifadelerine göre, ABD ile Çin arasında teknolojilerini diğer ülkelere yayma konusunda bir yarış yaşanacak. Bu yarışta “ilk ve en hızlı hareket eden” tarafın kazanacağı için ABD’nin stratejik bir yaklaşıma ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.