Gökyüzünden Gelen TV Sinyallerinin 5 Yıllık Gizemi Nihayet Ortaya Çıktı: Sıra Dışı Keşif!

gokyuzunden-gelen-tv-sinyallerinin-5-yillik-gizemi-nihayet-ortaya-cikti-sira-disi-kesif-pr562efZ.jpg

Uzaydan Gelen Gizemli Televizyon Sinyali

Batı Avustralya’daki Murchison Widefield Array radyo teleskobu, uzaydan gelen radyo sinyallerini incelemek için tasarlanmış etkileyici bir bilimsel araç. Ancak, bu teleskop kısa bir süre önce, astronomi dünyasını şaşkına çeviren beklenmedik bir durumla karşılaştı. 13 milyar yıldan uzun bir süredir uzayda dolaşan radyo sinyalleri ararken, garip bir şekilde bir televizyon sinyaline rastladılar. Bu durum, gökbilimcilerin dikkatini çekmişti çünkü teleskop, Avustralya hükümeti tarafından radyo sessizliğini korumak amacıyla ıssız bir bölgeye yerleştirilmişti.

İlk başta, bu durum bilim insanları için bir muamma oluşturdu. Ancak yapılan gözlemler sonucunda, teleskopun beş yıl boyunca sürekli olarak bu sinyalleri yakaladığını fark ettiler. Şaşırtıcı bir şekilde, bu sinyalin gökyüzünde hareket ettiğini de belirlediler. Sinyalin kaynağı: Uçaklar

Brown Üniversitesi’nde fizikçi olan ve Murchison Widefield Array projesinin ABD araştırma liderliğini üstlenen Jonathan Pober, bu ilginç durumu şöyle açıkladı: “Birden fark ettik ki, sinyal muhtemelen uçaktan yansıyor.” Pober, beş yıl boyunca gözlemlenen bu sinyallerin aslında uçaklardan yansıyan televizyon yayınları olduğunu belirtti. Bu tür istenmeyen veriler, astronomik çalışmaların kalitesini düşürerek geniş çaplı sorunlara yol açabiliyor. Pober, bunu şöyle örneklendiriyor: “Masanın diğer ucundaki birini dinlemeye çalışırken yanınızdaki çocuğun bağırması gibi.”

Teleskoplar, bu tür istenmeyen sinyallerle karşılaştıklarında, asıl hedefledikleri verileri ayıklamakta zorlanabiliyorlar; dolayısıyla toplanan bilgilerin önemli bir kısmı kullanılamaz hale gelebiliyor. Ekip, bu parazit kaynağını belirlemeye yönelik çalışmalarını sürdürdü ve sinyalin uçaklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için teleskobu daha yakın nesnelere odakladı. Bu amaçla, ışın oluşturma tekniğini kullandılar; bu teknik, uçak veya uydu gibi yakın bölgedeki nesnelerin yüksekliğini tahmin etmelerine yardımcı oldu.

Ekip, yaptıkları gözlemler sonucunda nesnenin ortalama yüksekliğini yaklaşık 11,7 km olarak tahmin etti. Bu yükseklik, ticari uçakların seyir yüksekliği aralığına denk geliyordu. Ayrıca, sinyalin hızını hesapladıklarında, saatte 792 km hızla ilerlediğini buldular; bu da bir uçağın hızıyla tamamen uyumluydu. Yansıyan sinyalin frekans bandı da Avustralya’daki dijital TV kanalı Channel 7 ile ilişkiliydi.

Jonathan Pober, “Bu, verilerden insan yapımı müdahaleyi çıkarmayı mümkün kılmak için önemli bir adım” diyerek devam etti: “Müdahale kaynaklarını doğru bir şekilde belirleyip kaldırarak, gökbilimciler gözlemlerini koruyabilir ve önemli keşifler yapma şansını artırabilir.” Ekip şimdi, uçaklardan yansıyan sinyalleri ortadan kaldırarak astronomi için yararlı verileri geride bırakmayı amaçlıyor. Bu tekniği, uzayda bulunan uydulardan yansıyan girişimlere de genişletmeyi planlıyorlar.

Ancak, yörüngedeki uydu sayısının artması ve Dünya’ya bağlı girişimlerin artışı nedeniyle gökbilimciler, radyo astronomisini Ay gibi daha sessiz bir ortama taşımamız gerektiğini düşünüyor. Bu çalışma, Avustralya Astronomi Derneği Yayınları’nda yayınlandı…

Exit mobile version