Yönetmen Soner Sert’in İlk Uzun Metrajlı Eseri ‘Acı Kahve’: Gerçek ve Sahtelik Arasındaki İnce Çizgi

yonetmen-soner-sertin-ilk-uzun-metrajli-eseri-aci-kahve-gercek-ve-sahtelik-arasindaki-ince-cizgi-CIWdi4Bf.jpg

“Acı Kahve”: Sert’in İlk Uzun Metraj Filmi

Soner Sert’in ilk uzun metraj filmi “Acı Kahve”, izleyicilere evlilik öncesi bir nişan töreninde yaşanan trajikomik olayları sunuyor. Geçmişte birçok kısa filmle ulusal ve uluslararası festivallerde ödüller kazanmış olan Sert, bu filminde, bir grup insanın tek bir mekânda ve tek bir günde yaşadıklarını derinlemesine işliyor. Evlilik öncesi geleneklerden yola çıkarak şekillenen bu eser, takı pazarlığından sarma tarifine, toplumsal cinsiyet rollerinden sosyal meselelere kadar uzanan geniş bir yelpazede sorunları ele alıyor. Ancak yönetmen, karmaşıklığa düşmeden ve sık karşılaşılan hatalardan kaçınarak bu meseleleri aktarmayı başarıyor.

DAYANIŞMA RUHUYLA…

Sert, ilk filmini konuşmak üzere bir araya geldiğimizde, film kadrosunun neredeyse tamamının projeye ilk teklifte katıldığını belirtiyor. “Nazan Kesal, Reha Özcan, Şerif Erol gibi ustaların projeye dahil olmaları benim için büyük bir mutluluktu. Bu da gösteriyor ki, oyuncular dayanışma ruhuyla hareket ettiler. Çünkü film oldukça küçük bir bütçeyle çekildi,” diyor Sert. “Ben uzun karakter analizleri yapıyorum. Bu analizler aslında kendi notlarım; örneğin bir çiftin nasıl bir aşk hikâyesine sahip olduğunu, geçmişlerinin ne olduğunu, gün boyunca hangi gazete ve televizyonu takip ettiklerini, hatta hangi siyasi partiye oy verdiklerini yazıyorum. Bu süreçte oyuncularla ciddi bir alışveriş içerisinde olduk ve bu ilişkilerimizi geliştirdik.”

‘HAYATIMIZIN BİR PARÇASI’

“Acı Kahve”deki teknik yaklaşım, kameranın sürekli aktif olması ile izleyiciye bir tanıklık hissi yaratıyor. Sert, bu yöntemi bilinçli olarak tercih ettiğini ifade ediyor: “İsteme organizasyonu, hayatımızın bir parçasıdır. Ya öznesidir ya da tanık olmuşsunuzdur. Ancak karakterlerin tutumları bir yandan da sahte. Bu durumu oldukça gerçekçi bir şekilde anlatmak gerekiyordu. Yani sahteliğin gerçekliğinden bahsediyorum.”

Sert, “Sahteliğin gerçekliği” meselesini kara mizah ile anlatmayı seçtiğini de açıklıyor: “Dramatik bir anlatım tarzı, filmin ruhuyla uyuşmazdı. Bu nedenle filmdeki şakalar ya da karakterlerle özdeşleşmeme durumu, benim bilinçli bir tasarımım. Hikaye sürekli bir git-gel içindeyken, kimi zaman gelin odasına kapanıyor, kimi zaman kadınlar mutfakta takı pazarlığı yapıyor. Böylece, kameranın seyyar ve aktüel olmasını istedim; bu sayede herhangi bir karakterle özdeşlik kurmaktan kaçındım.”

Vizyon ve Gösterimler

“Acı Kahve” şu anda vizyonda. Ekip katılımlı gösterimleri ise bugün Kadıköy Sineması’nda, yarın ise Atlas Sineması’nda gerçekleştirilecek.

‘BEN HEP ŞEHİRLE İLİŞKİ KURDUM’

Soner Sert, günümüzde sıkça işlenilen taşra temalarının kendisi için uygun bir referans olmadığını dile getiriyor: “Ben taşrada doğup büyümedim, dolayısıyla bu kültüre uzakım. Hep şehirle bir ilişki kurdum. Bu nedenle, filmdeki tartışmaların merkezine şehir hayatını koymak durumundaydım; kentsel dönüşüm, düğün mekanları, takı pazarlıkları ve komşularla olan ilişkiler gibi unsurlar belirleyici oldu.”

Exit mobile version