Moğolistan’da Togu Balık Kenti ve Orhun Yazıtları Üzerine Arkeolojik Keşifler
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın (TİKA) sağladığı stratejik destek ve İKÇÜ öncülüğünde, Moğolistan’ın geniş ve tarihi zenginliklerle dolu topraklarında gerçekleştirilen arkeolojik kazılar, tarih sahnesine yeni ve önemli bir sayfa ekliyor. Geçen yılın kazılarında, Orhun Yazıtları’nda adı geçen ve uzun süredir kayıp olan Togu Balık kenti, bölgedeki araştırmacıların ve bilim insanlarının yoğun çalışmalarının sonucunda ortaya çıkarıldı.
Yaklaşık 8 bin kilometre uzaklıktaki Tuul Vadisi’nde yürütülen arkeolojik çalışmalar, bölgenin tarihine ilişkin bilinenleri temelden değiştirecek nitelikte. Bu sezon gerçekleştirilen kazı çalışmaları, önceki yıllara kıyasla çok daha kapsamlı olup, alanın derinliklerine inilerek, bölgedeki eski yaşam biçimlerini ve ekonomik yapıyı anlamaya yönelik önemli adımlar atıldı. Çalışmalar sırasında, arkeologlar, sanat tarihçileri, botanikçiler, paleograflar ve sondaj ekipleri olmak üzere toplam 40 kişilik multidisipliner bir ekip görev alıyor. Kazı alanına kurulan 7 çadır ve modern laboratuvar, çıkarılan eserlerin detaylı incelenmesine olanak sağlıyor.
“BİNDEN FAZLA TARİHİ ESER GÜN YÜZÜNE ÇIKARILDI”
İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan’ın koordinasyonunda ve Prof. Dr. Anıl Yılmaz ile Doç. Dr. Enkhtur Altangerel’in başkanlığında yürütülen kazı faaliyetleri, bölgenin sadece bir yerleşim alanı değil, aynı zamanda ekonomik ve kültürel bir merkez olduğunu ortaya koyuyor. Bu sezonki kazılarda, bölgenin zengin madencilik faaliyetlerine dair önemli bulgular elde edildi. Gün yüzüne çıkarılan kalıntılar arasında, bir sarayın kalıntısı, çok sayıda maden işliği ve toplamda binin üzerinde tarihi eser bulunuyor.
“Elimizde ciddi veriler var”
Prof. Dr. Doğan, çalışmaların önemine vurgu yaparak, “Çok disiplinli ve derinlemesine bir çalışma modeli benimsedik. Geçen yıl keşfettiğimiz ve şehir kenarındaki alanlarda yaptığımız yüzey araştırmaları neticesinde, altın ve bakırın işlendiğine dair izlere rastladık. Ayrıca, yüzey araştırmaları sırasında antik dönemlere ait maden çukurlarını tespit ettik. Tüm bu veriler, şehrin ekonomisinin temelinde madenciliğin yattığını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde bu veriler ışığında çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve mimari kalıntıları detaylıca inceleyeceğiz. Özellikle bir saray kalıntısına ilişkin çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz” dedi.
Bu sezonun sonunda gerçekleştirilecek detaylı analizler ve kazıların devamı ile bölgenin tarihi ve kültürel yapısına dair yeni bilgiler elde edilmesi bekleniyor. Ayrıca, kazılarda bulunan eserlerin ve kalıntıların, bölgenin tarih sahnesindeki rolünü yeniden şekillendirecek önemli ipuçları barındırdığı düşünülüyor. Çalışmaların, İKÇÜ bünyesinde sürdürülen bilimsel araştırmalar ve disiplinlerarası yaklaşımlar doğrultusunda, bölgenin eski uygarlıklar ve ekonomik yapılar hakkında yeni ve derinlemesine bilgiler sunması hedefleniyor.