Kirazın Derisi ve Memleketin Anısı
“Kirazın derisinin altında kiraz, Narın içinde nar, Benim yüreğimde boylu boyunca Memleketim var.” Eğer Kalamış’ın huzur dolu sokaklarında yürürken, kaldırımlardan birinde bu dizeleri görürseniz, başınızı kaldırın ve hemen yanı başınızdaki o tarihi eve bakın. Bahçesini çevreleyen demirlerin üzerinde, geçmişin izlerini taşıyan resimlerle karşılaşacaksınız. Daha sonra, evin duvarında, sanki birbirleriyle dans ediyormuş gibi duran kuş figürleri dikkatinizi çekecek. Ve elbette, mavi kaplumbağaların resimlerini unutmamak gerekir. Bahçe kapısından içeri doğru ilerlemek için evin kıdemlisi, sevimli köpek Çorap ve onun genç dostundan izin almak kaçınılmaz. Bizi, sanatıyla dolup taşan bir yaşamın torunu, Sabahattin Rahmi Eyüboğlu karşılıyor. Dolu dolu bir yaşamın geride bıraktığı yaklaşık iki bin eser, aslında bu evin her köşesinde birer değerli hatıra olarak var. Yaşanmışlıkların her biri, tarihe tanıklık etmiş eşyalarla dolu bu evin ruhunu oluşturuyor. Eve adım attığımız andan itibaren aklımızda tek bir soru beliriyor: Bu ev neden müze olmamış ya da neden olamıyor? Sonuçta, yurt dışında ülkesini resimleriyle tanıtmış bir sanatçıdan bahsediyoruz. Yazının başında yer alan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun şiirini bir kez daha okuyalım. Bu ülkenin aydınlık yüzleri, sürekli olarak “memleketim, memleketim” demişken, bu ülkenin başına kim geçerse geçsin, dünyanın tanıdığı sanatçısına, sahip çıktığı kadar sahip çıkmamış.
Bir Mimari Harika: Turgut Cansever’in Evi
MİMAR TURGUT CANSEVER tarafından 1958’de inşa edilen bu ev aslında bir atölye olarak tasarlanmış. Bedri Rahmi Eyüboğlu, evin tamamlanmasından bir yıl sonra eşi Eren Hanım ile birlikte buraya yerleşmiş. Daha sonra iki yıl boyunca Amerika’da yaşamış olan çift, 1962’de yeniden evlerine dönmüşler. 1975 yılında hayatını kaybeden Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan sonra, Eren Hanım bu tarihi evde yaşamaya devam etmiş. Evin yapısında yapılan ilavelerden sonra, oğulları Mehmet Eyüboğlu da bu eve yerleşmiş ve 2009 yılına kadar, yani yaşamının sonuna dek ailesiyle birlikte burada kalmış. Gerisini torun Sabahattin Rahmi Eyüboğlu’ndan dinleyelim: “1976’dan itibaren babam buraya yerleşti ve evi koruma altına aldı. Bu evin yanı sıra dedemin eserlerine de sahip çıktı. Bu nedenle ev, iyi kötü ayakta kalmayı başardı. Hatırı sayılır bir arşivimiz var. Ama dersen ki, bir sanatçının eserleri gerektiği gibi korunuyor mu? Hayır. Babam 2009’da vefat edince, tek evlat olmanın avantajıyla, yani miras kavgası olmadan, tüm güç bendeymiş gibi düşündüm. Ancak, bunun böyle olmadığını anladım. Öncelikle para kazanmak gerekiyor. Fikirler güzel, güçlü isimler var; Eren Hanım, Bedri Rahmi, evi müze haline getirmek ve gelecek nesillere aktarmak gerek.”
Her Kapıyı Çaldı
Torun S. Rahmi Eyüboğlu’nun çalmadığı kapı kalmamış ve sonuç ortada. Bu ev bir müzeye dönüştürülürse, evdeki ressam Eren Eyüboğlu’nun ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun eserleri, Anıtlar Kurulu’nda koruma altına alınabilir. S. Rahmi Eyüboğlu, “Evet, burası koruma altında. Bedri Rahmi’nin evi, Turgut Cansever’in mimarisi olduğu için koruma altına alındı. Burası beton karkas bir yapı. Ama ahşap ev diye korumaya aldılar. Burayı müzeye çevirmek için Cengiz Bektaş çok çaba sarf etti. Ancak tüm bu uzun uğraşların sonucunda, hem Cengiz Bektaş’ın hem de benim sabrım tükendi. İş Bankası’nda bir sergi açtık bir ara. Bedri Bey’in hakları o dönemde İş Kültür’de. O dönemin yöneticisinden bir randevu istedim. Gittim, derdimi anlattım. Önce olumlu yaklaştılar. ‘İş Bankası sonuçta, Cumhuriyet’in kurucusunun kurduğu banka, böyle bir işe destek olabilir’ diye düşündüm. Ancak, başka bir yetkili, ‘Size Kibele binasında resimleri muhafaza için yer ayarlayabiliriz ama bu işe evet diyemeyiz’ dedi. İşte o zaman, dedemin şiirindeki gibi, ‘ciğerime sapladılar.’ Sonrasında hastalıklar kapımı çaldı… Sonrası mı? Benim yıldızım düştü. Benden sonra çocuklarım ne yapar, bilmiyorum. Hiç baskı kurmuyorum. Aile, ne olduğunu kendi yüreklerinde anladıklarını devam ettirir.” diyor.
Gelecek Nesiller için Bir Müze Gerekiyor
Bedri Rahmi Eyüboğlu hayattan göçeli 50 yıl olduğunu belirtiyor torun Rahmi ve ekliyor: “İş Bankası’ndan sonra beni heyecanlandıran bir ziyaretçi oldu bu eve. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu. Beylikdüzü’ndeki döneminde Atatürk Kültür Merkezi açmış ve içinde Bedri Rahmi Eyüboğlu’na ait bir resim galerisi mevcut. İmamoğlu, bir kez daha geldi. Ancak biliyoruz ki, sayın İmamoğlu’nun çok fazla işi var, koca bir İstanbul var.”
Büyük Boyutlu Eserler
Evdeki en büyük eserlerden biri 32 metrekare, diğeri ise 14 metrekare büyüklüğünde. Rahmi Eyüboğlu, 32 metrekarelik eseri evde tutamadığı için bir galeriden rica etmiş; bu eser orada korunuyor. 14 metrekarelik eseri ise güvenli bir şekilde saklayabilmek adına sarmalayarak evde bulunduruyor. Daha neler var neler; Eren Hanım ve Bedri Bey’in kâğıt işleri, yağlı boya tuval işleri dahil yaklaşık 2000’den fazla eser mevcut. NATO’ya yaptığı mozaik panonun orijinali, mezuniyet resmi, ünlü heykeltıraş Mari Gerekmezyan’ın yaptığı büst, elyazısıyla yazılmış şiirler, notlar, duvarlarda Bedri Rahmi Eyüboğlu ve eşi Eren Hanım’a ait eskizler ve tablolar, Bedri Rahmi’nin Güzel Sanatlar Akademisi diploması, Yahya Kemal’in imzaladığı bir fotoğraf, Ara Güler imzalı bir fotoğraf, raflarda ve sehpaların üzerinde seramik eserler… Saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok eser yer alıyor evde. Bu eserlerin korunması, bu evin ise eserlerle birlikte genç nesillere aktarılabilmesi için müze haline getirilmesi gerekiyor. Boşuna mavi kaplumbağa dememişler, mavi önemli. Nasıl diyor Bedri Rahmi Eyüboğlu: “Sen bana boş ver, erik ağacı/ Çiçeğini açmaya bak.” Belki ağaçlar çiçek açtığında, yani bahar geldiğinde, Bedri Rahmi Eyüboğlu Müzesi’nin ilk adımları atılacak.
Kitaplar ve Gelecek Projeler
Dedesiyle ilgili kitaplar çıkaran Rahmi Eyüboğlu, ayrıca dedesinin eserlerinden sergiler de açtı. Eren Eyüboğlu ile ilgili de bir kitap çıkaran torun Rahmi, babadan aldığı meşaleyi 5 kitaba taşıdı. Bu yıl içinde yeni bir projesi olduğunu belirtiyor. Rahmi Eyüboğlu, “2025 yılında büyük bir Bedri Rahmi bombası patlayabilir. Yabancı bir müzeye gidecek bir Bedri Rahmi resmi ile ilgili. Bana kalsa hemen ayrıntıları anlatırım ama aradaki müze izin vermiyor. Sonrasında, Eren Hanım’ın da işlerini güçlü bir müzeye verdik mi…” diyor.