Türkiye’nin ABD ile Ticaret İlişkileri
Türkiye, ABD’li şirketler için önemli bir çekim merkezi olmaya devam ediyor. Özellikle Türkiye ve ABD arasındaki ikili ilişkilerdeki yakınlaşma çabaları, dış ticarete de olumlu yansıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl ABD’deki temasları, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri yeniden gündeme getirirken, bu ziyaretin en önemli konu başlıklarından biri de ekonomik ve ticari konular oldu. Türkiye’nin güçlü, büyük ve dinamik ekonomisi ile stratejik konumu, yatırım çekme potansiyelini artırıyor. Bu bağlamda oluşturulan ticaret heyetleri de ABD’ye yapılan dış satımın ivmelenmesine katkı sağlıyor.
Türkiye’nin İhracat Verileri
Türkiye’nin geçen yıl ihracatını değer bazında en fazla artırdığı ülke ABD oldu. Türkiye’nin ABD’ye gerçekleştirdiği ihracat, önceki yıla göre 1 milyar 256 milyon dolar arttı. İhracat artışında ABD’yi, 1 milyar 254 milyon dolarla Birleşik Krallık, 997,9 milyon dolarla Romanya, 958,8 milyon dolarla Irak ve 879,2 milyon dolarla İtalya takip etti. Geçen yıl ABD’ye yapılan dış satım 13,4 milyar dolar, Birleşik Krallık’a 12,7 milyar dolar, İtalya’ya yaklaşık 12 milyar dolar, Irak’a 10,7 milyar dolar ve Romanya’ya 7,5 milyar dolar olarak gerçekleşti.
ABD ile Ticarette Öne Çıkan Sektörler
Geçen yıl Türkiye’nin en fazla dış satım yaptığı ülkeler arasında Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya ve Irak bulunuyor. Türkiye, Almanya’ya 18,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. 2024’te ABD’ye en fazla ihracat yapan sektör, kimyevi maddeler ve mamulleri oldu ve bu sektör 1,5 milyar dolarlık dış satım gerçekleştirdi. Bu sektörü, 1,2 milyar dolarla otomotiv endüstrisi, 856 milyon dolarla hazır giyim ve konfeksiyon, 784,3 milyon dolarla halı, 774,1 milyon dolarla elektrik ve elektronik sektörleri izledi. ABD’ye ihracat artışında da kimyevi maddeler ve mamulleri sektörü zirvede yer aldı; bu sektörün ABD’ye ihracatı geçen yıl 370,5 milyon dolar artış gösterdi.
İl Bazında İhracat Verileri
İl bazında bakıldığında, 2024’te ABD’ye en fazla ihracatı 4,7 milyar dolarla İstanbullu şirketler gerçekleştirdi. Ülkeye, Ankara’dan 1,4 milyar dolarlık, İzmir’den 1,2 milyar dolarlık, Kocaeli’nden 1,1 milyar dolarlık ve Gaziantep’ten 1 milyar dolarlık dış satım yapıldı.
Pazar Çeşitliliği ve Gelecek Beklentileri
Türk-Amerikan İşadamları Derneği (TABA-AmCham) Genel Başkanı Süleyman Ecevit Sanlı, AA muhabirine verdiği demeçte, ABD ile ticaretteki artışın, Türkiye’nin pazar çeşitlendirme stratejisindeki başarısının bir parçası olduğunu belirtti. Sanlı, ihracatta ABD’nin öne çıkmasının, lojistik avantajlarının etkin kullanımı ve katma değeri yüksek ürünlere odaklanılması sayesinde mümkün olduğunu ifade ederek, “Gelecek dönemde bu artışın sürmesi, ticaret anlaşmaları, dijitalleşme ve lojistik altyapısının geliştirilmesiyle mümkün olacaktır. ABD’nin Türkiye için büyük bir pazar olması, özellikle inovatif ve sürdürülebilir ürünlerin bu pazarda daha fazla yer bulmasını sağlayabilir.” dedi.
Sektörel Gelişmeler ve Tahminler
İhracatta lider konumda olan kimyevi maddeler ve mamulleri sektörünün ihracatını değerlendiren Sanlı, “Sektördeki artışın temel nedenleri arasında, petrokimya ürünlerine olan global talebin artışı, Türkiye’nin üretim kapasitesinin büyümesi ve ihracat yapılan pazarların çeşitlendirilmesi yer alıyor. İlaç ve kozmetik gibi katma değerli ürünlerin ihracatındaki artış da sektörü destekledi.” şeklinde konuştu. Sanlı, milli projelere olan talep ve gelişmekte olan ülkelerle artan işbirliğinin savunma ve havacılık sanayisini, Türkiye’nin çevreci enerji teknolojilerindeki artan üretim kapasitesinin ise yenilenebilir enerji teknolojileri sektörünü destekleyeceğini kaydetti. Ayrıca elektrik ve elektronik, mobilya, kağıt ve orman ürünleri, hizmet ihracatı ile hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatının artacağı öngörüsünde bulundu.
Son olarak, ABD’de Donald Trump yönetiminin korumacı politikalarının, özellikle çelik ve alüminyum gibi sektörlerde Türkiye’nin rekabet gücünü zayıflatabileceğini belirten Sanlı, artan tarifelerin maliyetleri yükselterek ABD pazarına erişimi zorlaştırma riski taşıdığını vurguladı. Bu bağlamda, tarife boşluklarını dolduracak yenilikçi ürünlere ve fiyat avantajlarına odaklanmanın büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.