İspanyol Süper Kupa Finali Sırasında Yaşanan Olay
Bild gazetesinde yer alan habere göre, otel yöneticisi Miquel Deyá, yaşanan olayın İspanyol Süper Kupa finali esnasında meydana geldiğini aktardı. Real Madrid ile Barcelona’nın karşı karşıya geldiği bu önemli maç sırasında şehirdeki sokakların neredeyse tamamen boş olduğu bir anda, otelin alarmı aniden çalmaya başladı.
Olayın ertesi günü otelde detaylı incelemeler gerçekleştiren Deyá, resepsiyon ve ofis bölümlerinin yağmalandığını, bilgisayarlar ve diğer önemli eşyaların çalındığını tespit etti. Ayrıca, lobideki duvarlarda sprey boyalarla yapılmış grafitilere de rastladı. Otel sahibi Deyá, odaları kontrol ederken Antonio adında bir işgalciyle karşılaştı. Antonio, şaşkın otel yöneticisine, “Burada yaşıyorum, üstelik bir aydır” şeklinde yanıt verdi.
Antonio’nun iddiasına göre, kendisini otelin içine getiren bir kişi, ona burada bir daire kiralamıştı. Ancak bu kişi, bir daha geri dönmemişti. Antonio, otel sahibinin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını ve çeşitli tehditlerde bulunduğunu da ileri sürdü. Bunun yanı sıra, her gece bir tahliye ekibinin sürekli olarak binaya gelmeye çalıştığını, fakat henüz başarılı olamadıklarını belirtti. Şu an itibarıyla otelde toplam dört işgalcinin yaşadığı bildiriliyor.
İspanya’da ciddi bir konut sıkıntısı yaşanmakta ve bu durum işgalcilerin mevcut yasaları kendi lehlerine kullanmalarına neden olmaktadır. Ev sahiplerinin, işgal olayının ardından ilk 48 saat içinde polise başvurması gerekmektedir. Eğer bu süre içinde şikayet yapılmazsa, işgalciler polis tarafından çıkarılamamaktadır. İşgalciler genellikle mülkün kilidini değiştirip, bu süre zarfında içeride kalmayı başarmaktadır.
Bu gibi durumlarda, İspanyol yasalarına göre, mülk artık işgalcilerin “ikametgahı” olarak kabul edilmektedir. Tahliye işlemleri ise ancak uzun ve zorlu bir hukuki süreç sonrasında gerçekleştirilebilmektedir. Özellikle oteller veya tatil evleri gibi mülkler, kış aylarında işgalciler için kolay hedefler haline gelmektedir. Ev sahipleri, mülklerinin ana ikametgahları olmaması durumunda, tahliye sürecinin daha da karmaşık bir hale geldiğini ifade etmektedirler.