Vakıf Katılım: 2025’te Teknoloji ve Portföy Yönetiminde Devrim Yaratacak!

vakif-katilim-2025te-teknoloji-ve-portfoy-yonetiminde-devrim-yaratacak-nH8fZAF7.jpg

Bankacılık Söyleşileri’nde Öne Çıkan Değerlendirmeler

Vakıf Katılım Genel Müdürü Akben, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamalarda, günümüzdeki dinamik olayların hızla değiştiğine vurgu yaptı. Bir hafta önce Suriye konusunun nasıl şekilleneceğini düşünürken, sadece kısa bir süre sonra İsrail, ABD ve Batı’nın bu meseleye nasıl yaklaşacağını değerlendirmek zorunda kaldıklarını belirtti.

Türkiye’nin stratejik coğrafi konumunun önemine dikkat çeken Akben, çevresindeki jeopolitik risklerin ve ülkelerle olan ilişkilerin dengeli bir şekilde yönetilmesinin ne denli zorlaştığını ifade etti. ABD Başkanı Trump’ın verdiği sözleri hatırlatarak, bu sözlerin gerçekten hayata geçirilebileceğine dair soruların gündemde olduğunu vurguladı:

  • “Savaşları bitirecek mi?”
  • “Tarifeleri uygulamaya devam edecek mi?”
  • “Avrupa ile olan ilişkiler nasıl şekillenecek?”

Bu soruların küresel politika ve ekonomi açısından kritik öneme sahip olduğunu dile getiren Akben, uluslararası düzeyde bir iyileşme yaşanması durumunda bunun Türkiye’ye de olumlu yansıyacağını ifade etti. 2025’in ilk yarısının zorlu geçeceğini öngördüğünü, ancak Trump’ın politikaları ve dünya ekonomisindeki gelişmelerle birlikte bazı durumların netleşeceğini sözlerine ekledi.

Uluslararası kuruluşların açıkladığı rakamlar ve Türkiye’deki son verilerin incelenmesi neticesinde, büyüme oranının ortalama seviyenin biraz altında olduğunu hatırlatan Akben, büyüyen nadir ülkelerden biri olmanın Türkiye için önemli bir avantaj sağladığını vurguladı. Mevcut konjonktürde büyüme potansiyelinin korunmasının kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizen Akben, şunları söyledi:

“Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının belirlediği yatırım yapılabilir seviyeye yeniden ulaşmamız, büyüme katsayımızı olumlu yönde etkileyecektir. Türkiye ekonomisi için dış kaynakların ve ihracatın önemi büyük. Avrupa ve ABD’deki faiz indirimleriyle birlikte, Türkiye’deki politika setinin daha stabil ve güven verici bir görünüm kazanması, ihracatın gelişmesine ve ülkeye kaynak akışının hızlanmasına katkı sağlayacaktır.”

Merkez Bankası’nın Politika Stratejileri

Akben, Merkez Bankası’nın aceleci bir tavır sergilemediğini gözlemlediklerini belirterek, enflasyon, rezervler ve KKM hesaplarında olumlu gelişmeler yaşandığını ifade etti. Emekli maaşları ve yılbaşında yapılacak düzenlemelerin ekonomiye yansımalarını izlemek gerektiğine işaret etti.

Enflasyonda Merkez Bankası’nın istediği seviyelere henüz ulaşamadıklarını ifade eden Akben, bu 6 aylık dönemde gerek faiz indirimleri gerek mevcut politika setinden önemli sapmalar beklemediğini düşündüğünü söyledi:

“Merkez Bankası, hangi tedbirleri zamanla gevşeteceğini kendi bilgi setine dayanarak daha iyi değerlendirebilir. Ancak buradaki karar, piyasaya verilen mesaj açısından oldukça önemli. Yeni yılın ilk 6 ayında yapılacak faiz indirimlerinin etkileri daha çok 6’ıncı aydan sonraki dönemde hissedilecektir.”

Sektördeki ortalama öz kaynak karlılığının yüzde 20 civarında, enflasyonun ise yüzde 47 olduğu bir dönemde, bu durumun bankalar için doğal bir değer kaybı anlamına geldiğini vurgulayan Akben, kredi büyümesinin sınırlı kalması sebebiyle bankaların bu alandaki gelirlerinin olumsuz etkilendiğine dikkat çekti. Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık tutma düzenlemelerinin maliyetleri artırdığına da değindi.

Akben, bu tür koşullarda bankaların durumu geçici bir dönem olarak değerlendirmesi gerektiğini belirterek, hedeflerini Orta Vadeli Program (OVP) ve Merkez Bankası kararları çerçevesinde revize ettiklerini ifade etti. Sektör olarak hedeflerinin yüzde 100’üne ulaşamasalar da, yıl sonunda tahmini bütçe gerçekleşmesinin yüzde 80 civarında olacağını öngördüklerini vurguladı:

“Bu oran, mevcut ekonomik koşullar ve sektörel dinamikler göz önüne alındığında olumlu bir performans olarak değerlendirilebilir.”

2024’te Büyüme Stratejileri ve İştirakleşme Planları

Vakıf Katılım olarak, zorlu geçeceği tahmin edilen 2024’ün başında belirlenen hedeflere çok uzak olmadıklarını kaydeden Akben, belirlenen büyüme hedeflerine yakın bir performans sergiliyor olmanın avantajını dile getirdi. Katılım bankalarının aldığı pazar payının yüzde 8,7’den yüzde 8,2 seviyelerine gerilediğini belirterek, yıl sonunda bu civarda bir gerçekleşme beklediklerini ifade etti:

“Ancak bu tablo, bizim katılım bankacılığı alanındaki rolümüzü daha da kritik hale getiriyor. Vakıf Katılım olarak 2024 yılında yeni şubeler açarak toplam şube sayımızı 205’e çıkardık. Ancak şube açılışlarımız agresif bir şekilde devam etmeyecek.”

Akben, sektörün dijital olgunluk seviyesinin oldukça ilerlediğini ve Vakıf Katılım’ın bu gelişimden pay alarak büyümeyi sürdürdüğünü aktardı. Ayrıca, banka olarak aldıkları iştirakleşme kararlarına da değinerek, stratejik bir kararla teknolojiyi ayrı bir şirket çatısı altında toplayacaklarını açıkladı:

“Şirketin merkezi, Teknopark İstanbul’da olacak. Ayrıca, portföy yönetim şirketimizi kurduk ve bu yapının faaliyetlerini genişletmek için çalışıyoruz. İştirakleşme stratejimiz kapsamında teknoloji ve enerji başta olmak üzere gelişim potansiyeli gördüğümüz alanlarda gerek girişim sermayelerine ortak olarak gerekse projeler geliştirerek adımlar atmayı planlıyoruz.”

Enerji Yatırımları ve Gelecek Hedefleri

Akben, önemli bir gelişim alanının enerji olduğunu belirterek, Gaziantep’te bir güneş enerji santrali (GES) kuracaklarını duyurdu. Bu projenin detaylarına ilişkin olarak, 2025’in son çeyreğinde tamamlamayı hedefledikleri GES projesinin 8,5 megavat kapasiteye sahip olacağını ve 205 şubenin enerji ihtiyacını karşılayacağını ifade etti:

“Bu sayede Türkiye’nin enerji açığına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün enerji şirketiyle ortak hareket ederek, bu alanda daha geniş çaplı projeler hayata geçirmeyi planlıyoruz.”

GES yatırımlarının sadece enerji üretimiyle sınırlı kalmamasını, katılım bankacılığı modeli çerçevesinde iştirakler üzerinden sürdürülebilir gelir kaynaklarına dönüştürülmesini önemsediklerini belirten Akben, şirketin 10’uncu yılı için 2025-2026 dönemini kapsayan dönüşüm süreci başlattıklarını ifade etti.

Şube yenilenmesinden kurumsal kimlik güçlendirmeye kadar birçok çalışma yapacaklarını belirten Akben, sektörde liderlik hedefi doğrultusunda çalışacaklarını vurguladı:

“Vakıf Katılım olarak geçmiş ile gelecek arasında bir köprü olmayı, hem kültürel hem de finansal anlamda katılım bankacılığına rol model sunmayı önemsiyoruz. Bu misyonumuzla sektörümüze değer katmaya devam edeceğiz.”

Exit mobile version