Bal ile Tatlandırılmış Yoğurdun Sağlık Faydaları

bal-ile-tatlandirilmis-yogurdun-saglik-faydalari-5Dn3XWJm.jpg

Bal ile Tatlandırılan Yoğurdun Faydaları

Son yapılan araştırmalar, tatlandırılmamış yoğurda bir veya iki yemek kaşığı bal eklemenin, yoğurttaki yararlı bakterilerin sindirim sistemine daha hızlı ulaşmasını sağlayarak, yoğurdun probiyotik etkisini artırabileceğini ortaya koyuyor.

BAL İLE TATLANDIRILAN YOĞURT SİNDİRİME İYİ GELİYOR

Akdeniz diyetinin önemli bileşenlerinden biri olan yoğurt ve bal kombinasyonunun, mide ve bağırsak mikrobiyomu üzerindeki etkileri üzerine araştırmalar yapılmaktadır. Akdeniz diyeti, sağlıklı yağların (balık, zeytinyağı ve kuruyemişler) ön planda olduğu, kırmızı etin ise daha az tüketildiği bir beslenme şeklidir. Bu diyet, sağlığa pek çok fayda ile ilişkilendirilirken, süt ve süt ürünleri sınırlı miktarda yer almaktadır; ancak yoğurt ve peynir bu konuda bir istisna oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze ‘yoğurdu bal ile tatlandırma’ geleneği, günümüzde de tercih edilmektedir.

Birçok yoğurt çeşidine, Bifidobacterium animalis gibi probiyotik bakteriler eklenmekte, bu bakterilerin birçok canlıda doğal olarak bulunduğu ve önceki araştırmaların, bu bakterinin insanlarda mide ve bağırsak sağlığı ile bağırsak fonksiyonlarının iyileşmesiyle bağlantılı olduğunu gösterdiği bilinmektedir.

Illinois Urbana-Champaign Üniversitesinden baş yazar Hannah Holscher ve ekibi, yoğurt ve bal konusundaki mevcut bilgileri inceleyerek özellikle ‘balın’ etkilerine odaklanmışlardır. Holscher, “Ağzımızdaki, midemizdeki ve bağırsaklarımızdaki enzimler sindirime yardımcı olurken, besin emilimini kolaylaştırır; ancak bu durum, mikropların hayatta kalmasını da azaltmaktadır” diyerek şunları ekliyor: “Patojenler için bu durum olumlu olabilir, ancak faydalı bakteriler için aynı şey geçerli değil. Balın bağırsakta probiyotik bakterilerin hayatta kalmasına yardımcı olup olamayacağını incelemek istedik.”

İlk çalışmada, araştırmacılar dört farklı bal çeşidinin (yonca, karabuğday, yonca ve portakal çiçeği) sindirim sırasında yoğurttaki B. animalis’in canlılığı üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla çeşitli deneyler gerçekleştirdiler. Bakteri eklenmiş yoğurdu, dört bal çeşidinden biriyle karıştırarak, ardından bakterilerin tükürük, mide asidi, bağırsak safrası ve enzimler gibi çeşitli sıvılarla maruz kaldığı deneyler düzenlediler. Elde edilen sonuçlar, dört bal türünün tükürük veya mide asidindeki bakterilerin hayatta kalması üzerinde önemli bir etki göstermediğini, bu durumun şeker veya su ile karıştırılmış yoğurt içeren kontrol gruplarındaki sonuçlarla benzerlik gösterdiğini ortaya koydu. Ancak, bağırsak sıvılarını taklit etmek için yapılan deneylerde balla karıştırılmış yoğurdun yararlı bakterilerin hayatta kalmasını desteklediği gözlemlendi. Bu etki, en belirgin şekilde yonca balında ortaya çıktı.

İlk bulgular, 62 sağlıklı yetişkin üzerinde rastgele ve kontrollü denemelerle elde edildi. Katılımcılardan her birinin iki hafta boyunca iki farklı ürün tüketmeleri istendi. Bir gruba 15 gün boyunca ballı yoğurt, diğer gruba ise işlenmiş yoğurt tüketmeleri talimatı verildi. Daha sonraki deneylerde, bu katılımcılardan 36’sı, şekerle karıştırılmış yoğurt yedikleri üçüncü tura devam etti. Katılımcılar, dışkı örneklerinin yanı sıra bağırsak hareketleri hakkında bilgi verdiler ve ruh hallerini, bilişsel işlevlerini ve genel iyilik hallerini değerlendirmek için geri bildirimde bulundular.

Çalışmalar, The Journal of Nutrition dergisinde yayımlandı ve sonuçlar, balla tatlandırılmış yoğurdun bağırsaktaki probiyotik bakterilerin hayatta kalmasını desteklediğini gösterdi. Öte yandan, kişilerin bağırsak hareketlerinin sıklığında, ruh halinde veya bilişsel işlevlerde bir değişiklik gözlemlenmedi. Araştırmada, balın yoğurt ile karıştırıldığında olumlu bir etki sağladığı, ancak balın da bir şeker kaynağı olduğu ve buna bağlı sağlık risklerinin bulunduğu için dikkatli tüketilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Holscher, “Bir porsiyon yoğurtta bir yemek kaşığı balın probiyotik hayatta kalmayı desteklediğini bulduk. Ancak, balın ek bir şeker olduğunu ve insanların sağlıklı bir vücut ağırlığını korumak adına diyetlerindeki şeker miktarını göz önünde bulundurmaları gerektiğini unutmamalıyız” şeklinde açıklama yapmıştır.

Exit mobile version