Erzurum Kongresi ve Atatürk’ün Liderliği

erzurum-kongresi-ve-ataturkun-liderligi-i9h3WNRc.jpg

Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini desteklemek amacıyla Atatürk cemiyetinin çalışmalarını titizlikle takip etti. Bu çabaların sonuçları, 17 Haziran 1919’da ilk vilayet kongresinin yapılmasıyla ortaya çıktı. Büyük kongrenin ise 23 Temmuz 1919’da toplanması kararlaştırıldı. Atatürk, 25 Mayıs 1919’da Samsun’dan ayrılarak Erzurum’a doğru yola koyuldu. Yolculuğu sırasında, uğradığı tüm kasaba ve kentlerde halkı mücadeleye katılmaları için teşvik eden faaliyetlerde bulundu. Nihayetinde, 3 Temmuz’da Erzurum’a ulaştı.

Atatürk, Erzurum’a varır varmaz, heyetiyle önemli bir toplantı düzenledi. Bu toplantıda, bağımsız bir Türk devletinin kurulması için yürütülen tüm çalışmaların kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini vurguladı. İkinci toplantıda ise doğu illerinin Milli Mücadele’ye katılması kararlaştırıldı. 8 Temmuz 1919’da askerlikten ayrıldığını ve ‘sine-i millete’ döndüğünü ilan eden Atatürk, Kâzım Karabekir’in kumandasındaki kolordunun da emrinde olduğunu bildirdi. Heyeti Temsiliye reisi Hoca Raif Efendi, kongreye Atatürk’ün başkanlık etmesi için yetkilerini ona devretti. Bu gelişmeler, Atatürk’ün milli mücadelenin liderliğine giden yolu açtı.

Atatürk’ün liderliğinde tüm hazırlıklar tamamlandığında, büyük kongre 23 Temmuz saat 11.00’de Sanasaryan Koleji binasında başladı ve 7 Ağustos’a kadar sürdü. Erzurum Kongresi’nin önemini vurgulayan tarihçi Prof. Dr. Mehmet Emin Elmacı, “Yerel olarak toplanan bu kongrede alınan kararlar, ulusal çapta büyük bir etki yaratmıştır. Özellikle milli iradenin tüm ülkede etkin kılınmasına yönelik alınan karar, Milli Mücadele’nin geleceği açısından son derece önemlidir. İstanbul hükümetinin gereken tepkileri vermemesi nedeniyle bir ‘Temsil Heyeti’ oluşturulması kararlaştırıldı. Bu Temsil Heyeti, adeta bir hükümet gibi çalışarak otorite haline gelmiştir.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.

Kongrede Alınan Kararlar

  • Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
  • Kuvayı Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak esastır.
  • Manda ve himaye kabul olunamaz.
  • Osmanlı hükümetinin dağılması halinde, millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
  • Azınlıklara siyasi hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez.
  • İstanbul hükümeti vatanı koruma ve istiklali elde etme gücünü gösteremediği takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükümet kurulacaktır.
Exit mobile version