Zeynep Öykü ve Ali Öztürk: ‘Anadolu Çalgıları’ ile Kültürel Sınırları Aşan Bir Yolculuk

zeynep-oyku-ve-ali-ozturk-anadolu-calgilari-ile-kulturel-sinirlari-asan-bir-yolculuk-vOKQYZ8y.jpg

Arp: Tarihin En Eski Çalgılarından Biri

Müzik tarihi boyunca birçok medeniyetin kültürel dokusunu şekillendiren enstrümanlardan biri arp, zengin melodileriyle kulaklarımızda yer etmiştir. Özellikle klasik Batı müziği repertuarında sıkça karşılaştığımız arp, aslında Anadolu’dan Asya’ya, Afrika’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada kendine has bir yer edinmiştir. Bu kadim çalgının tutkusunu Anadolu topraklarına taşıyan iki sanatçı, Zeynep Öykü ve eşi Ali Öztürk, Bilecik Gölpazarı’nda kurdukları atölyede sadece arp eğitimi vermekle kalmıyor, aynı zamanda “Anatolian Harps” markasıyla ürettikleri arpları yurtiçi ve yurtdışındaki müzikseverlerle buluşturuyorlar.

Hedef: Seri Üretim ile Arp Sanatını Yaygınlaştırmak

Arp sanatçısı Zeynep Öykü, kendi ürettiği arplarla ABD’de konserler vererek bu enstrümanın tanıtımına önemli katkılarda bulunuyor. Gölpazarı’ndaki atölyeyi büyüterek seri üretime geçmeyi hedefleyen Öykü, arp üretim sürecini şu sözlerle ifade ediyor: “Eşim Ali Öztürk’le birlikte arp yapmaya başladık ve artık bu enstrümanı üretebilecek kişileri de yetiştiriyoruz. Bu süreç giderek genişleyecek. Arp tamiri ve bakımı yapabilen bireylerin yetişmesi oldukça özel bir durum. Yurt dışındaki atölyelerde olduğu gibi uzun bekleme süreleriyle karşılaşmıyoruz. Ali’nin mühendislik bilgi birikimi sayesinde tasarımları daha hızlı bir şekilde hazırlayabiliyoruz. Bu sayede iki yıl yerine iki ayda arp üretebiliyoruz ve böylelikle yurtdışında daha fazla tanınacağımızı umuyoruz. Üç yıldır arp yapıyoruz ama tanıtımlarımıza yeni başladık. Modellerimizin oturması ise yeni yeni tamamlandı.”

Gençlerin Arpa Olan İlgisi Artıyor

Zeynep Öykü, Türkiye’de arpın geçmişte pek yaygın olmadığını fakat son yıllarda gençler arasında giderek daha fazla ilgi gördüğünü vurguluyor. Bu bağlamda, “Bir eğitimci olarak arpı tanıtma görevini üstlendim. Gençler arpı çok sevdi ve bu talebe karşılık vermekte zorluk yaşamaya başladım. Yeni eğitmenler yetiştiriyorum ve Türkiye’nin ilk arp kursunu okul dönemine entegre ederek başlatmayı planlıyorum. Bu yöntemle arpı daha geniş kitlelere tanıtmayı ve arpa olan ilgiyi artırmayı hedefliyorum. Arp eğitimini ulaşması kolay bir hale getirmeye başladık,” diyor.

Bir Ozan Gibi Sanat İcra Etmek

Müzik eğitimine küçük yaşlarda başlayan Zeynep Öykü, Ceren Necipoğlu ve Şirin Pancaroğlu gibi ustaların yanı sıra barok arp hocası Andrew Lawrence King, Marie Pierre Langlamet, Ernestine Stoop, Erika Wardenburg, Saskia Kingma, Rosetty de Ruiter ve Isabelle Perrin’den özel dersler almıştır. Halen Orta Çağ ve Rönesans dönemi notasyon okuma dersleri aldığını belirten Öykü, bu dönemden esinlenerek tasarladığı özel kostümlerle konserler veriyor ve dinleyicileri hikâyenin içinde tutmayı amaçlıyor. Öykü, “Oturup, çalıyor ve gidiyorum’ biçiminde bir konser yapmayı hiçbir zaman istemedim. Bu yaklaşımın seyirciyi içine çekmediğini düşünüyorum. Hikayeleriyle birlikte bir ozan gibi bu sanatı icra etmek istiyorum. Arp zaten bir ozan çalgısı. Avrupa’da tarihte ozanların çaldığı bir enstrüman olarak biliniyor. Antik Yunan’da tiyatrolara, öykülere ve şiirlere eşlik eden bir enstrüman olarak önemli bir yer tutuyor. Bu yüzden konserlerimde her zaman öyküler anlatıyorum. Tabii bunu tarihi, kuru bir bilgi olarak değil, yaşayan bir bilgi vererek aktarılmasını sağlamak benim için çok önemli,” şeklinde ifade ediyor.

Exit mobile version