Manisa’nın Antik Sardes Kentinde Mozaik Restorasyonu

manisanin-antik-sardes-kentinde-mozaik-restorasyonu-bmlc3m9I.jpg

Manisa’nın Tarih Dolu Sardes Kenti

Manisa’nın Salihli ilçesinde yer alan antik Sardes, yaklaşık 120 yıl önce başlayan arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor. Bu çalışmalar, ABD Wisconsin Üniversitesinden Prof. Dr. Nick Cahill liderliğinde sürdürülmektedir. Sardes, tarihi milattan önce 1200’lü yıllara kadar uzanan köklü geçmişiyle, farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış birçok yapı ve eseri barındırmaktadır.

Antik kente gelen ziyaretçiler, Lidya döneminin izlerini taşıyan tümülüsleri, çok tanrılı dinler dönemine ait Artemis Tapınağı’nı, Antik Çağ’ın en büyük sinagogunu, Yuhanna İncili’nde adı geçen kiliseyi, Roma dönemine ait anıtsal hamam ve gimnazyum kalıntılarını görme fırsatı buluyor. Bu yapılar arasında dikkat çeken en önemli eserlerden biri de sinagogdur; bölgenin inanç turizmi zenginliğini gözler önüne sermektedir.

Üç yıl önce üstü çatı ile kapatılan Sardes Sinagogu’nda, geçen yıl zemin yenileme çalışmalarına başlanmıştır. Sinagogun zeminindeki mozaikler, bölgenin tarihi dokusunu yansıtan önemli bir unsurdur. Tahrip olan mozaiklerin restorasyonu için, antik kent yakınlarındaki Sart Mahallesi’nde yaşayan 9 kadın, önemli görevler üstlenmektedir. Bu kadınlar, aldıkları eğitimle birlikte, mozaikleri aslına uygun bir şekilde yeniden hazırlamaktadır.

“Eksikleri yeni mozaik taşlarla dolduruyoruz”

Kazı başkanı Prof. Dr. Nick Cahill, Sardes’te 1963 yılında kazıyla keşfedilen sinagogun antik dünyanın en büyük sinagogu olduğunu belirtmektedir. Zamanla zarar gören ya da parçaları kaybolmuş mozaiklerin yenileme çalışmaları, 3 yıldır titizlikle sürdürülmektedir. Cahill, mozaikleri Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden temin ettikleri doğal taşlarla yenilediklerini vurgulayarak, bu süreçte kadınların uzmanlaşarak desenleri kusursuz bir şekilde ortaya çıkardığını ifade etmektedir.

“Nakış gibi işliyoruz”

Mozaik döşeyen çalışanlardan Sevinç Akçayım, kızı ve komşularıyla birlikte bu önemli çalışmayı yürüttüklerini aktarmaktadır. Bu işin kendilerine hem bir gelir kaynağı sağladığını hem de tarihe dokunmanın heyecan verici bir deneyim olduğunu dile getiren Akçayım, “Tarihe elimiz değiyor. Yarın biz yaşlandığımızda çocuklarımız buraya gelip ‘Anne ve teyzelerimizin buraya eli değmiş’ diyecek. Tarihi canlandırdığımız için mutluyuz. Nakış gibi işliyoruz, çok zevkli bir iş. Bir mozaiği ortaya çıkardığımızda çok mutlu oluyoruz. Bir eseri canlandırmak gerçekten harika. Kızımla birlikte çalışıyoruz, bu süreçte beraber olmak daha da zevkli” şeklinde konuşmuştur.

Exit mobile version