İstanbul Başakşehir’deki “Yuvam Bahçeşehir” projesinde çalışan işçilere haklarını aradıkları için ev hapsi kararı verilmesi, geniş çaplı tepkilere neden oldu.
İstanbul Başakşehir’de yer alan “Yuvam Bahçeşehir” projesi, Akar Grup ve Reis Elektrik iş birliğiyle AKP’li Başakşehir Belediyesi’nin destekleriyle hayata geçiriliyor. Ancak, proje inşaatında çalışan işçilerin hak arayışlarına karşılık olarak ev hapsi kararı verilmesi kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. İnşaat-İş ve Dev Yapı-İş sendikalarının üyeleri, çalıştıkları inşaatlarda eylemler düzenleyerek bu karara tepkilerini gösterdiler.
Finans Merkezi inşaatında sendikalar tarafından yapılan eylem sırasında, sendika temsilcileri şu açıklamalarda bulundular: “Üyelerimizin gasbedilen hakları için sendikal görevimizi yerine getirdiğimiz için hakkımızda verilen ev hapsi kararı, işçi sınıfının örgütlenme hakkı karşısında hükümsüzdür.” Bu açıklama, işçilerin hak arayışlarına yönelik yasal baskıların, örgütlenme özgürlüğüne ciddi bir müdahale olduğunu vurgulamaktadır.
Yuvam Bahçeşehir projesindeki işçilere yönelik ev hapsi kararı, sadece inşaat sektöründe değil, tüm iş kollarında çalışanların hak arayışı süreçlerinde karşılaşabilecekleri potansiyel baskıların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu durum, işçilerin haklarını arama ve sendikal faaliyetlerde bulunma özgürlüklerinin önündeki engelleri gözler önüne sermektedir.
Toplumun çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler, işçi haklarına yönelik bu tür yasal müdahalelerin, demokratik toplum düzeni içerisinde kabul edilemez olduğu yönünde birleşiyor. İşçilerin örgütlenme özgürlüğü, uluslararası hukuk normları ve insan haklarına dayalı demokratik ilkeler çerçevesinde korunması gereken temel bir haktır.
Bu bağlamda, Yuvam Bahçeşehir projesinde yaşananlar, Türkiye’de işçi hakları ve sendikal özgürlüklerin durumu hakkında ciddi soru işaretleri uyandırmaktadır. İşçilerin hak arayışlarının yasal baskılarla engellenmesi, sadece ilgili işçiler ve sendikalar için değil, tüm toplum için kaygı verici bir durumdur.