Prof. Dr. Sinan Alçın ile Ekonomideki Sorunlar ve Çözüm Önerileri Üzerine Söyleşi

prof-dr-sinan-alcin-ile-ekonomideki-sorunlar-ve-cozum-onerileri-uzerine-soylesi-7p3Mf4Bz.jpg

Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın ile Ekonomi Üzerine Söyleşi

Kırklareli Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Dr. Sinan Alçın, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunlar hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Özellikle enflasyonla mücadeledeki yetersizliklere dikkat çeken Alçın, ekonomi yönetiminin vergi gelirini artırmak dışında etkili bir çözüm üretmediğini vurguladı. Alçın, “Kovadaki su delikten oluk oluk akarken, deliği kapatmak yerine çay kaşığıyla kovaya su taşınıyor,” diyerek mevcut durumu eleştirdi.

Yüksek Enflasyonun Etkileri ve Gelecek Beklentileri

Yüksek ve sürekli enflasyonun etkisiyle, Türkiye’nin ekonomi görünümünde ciddi bir değişim yaşanacak. Prof. Dr. Alçın, bu yılın sonuna doğru mevcut yüksek enflasyona durgunluk ve daralmanın eşlik edeceğini belirtti. Özellikle turizm, tekstil ve perakende ticaret sektörlerinde artan konkordato başvuruları, sanayi üretiminde gözlemlenen yavaşlama ve tüketici kredilerindeki ani duraksama, yılın son çeyreğinde güçlü bir durgunluk yaşanma olasılığını artırıyor. Bu durum, geniş halk kesimleri için, yüksek enflasyonun yarattığı yoksullaşmanın yanı sıra, yaygın işsizliğin de artacağı bir tabloyu beraberinde getirecek.

Enflasyon Tahminleri ve Gerçekler

TÜİK’in tartışmalı enflasyon hesaplamaları, “masadaki enflasyon ile sahadaki enflasyon” arasındaki farkın giderek açılmasına neden oluyor. Bu durum, ücretlilerin gerçek enflasyonun çok altında bir artışla yoksullaşmasına ve alım güçlerinin düşmesine yol açıyor. Türkiye’de nüfusun %1’i, gelirin %14’ünden fazlasına sahipken, bu oran, Türkiye’yi Avrupa’nın gelir dağılımı eşitsizliğinde zirveye taşıyor. Merkez Bankası’nın yılsonuna dair %38’lik enflasyon beklentisi, TÜİK’in verileriyle bile tutmayacak gibi görünüyor. Gerçekçi bir tahminle yıl sonunda en az %45 enflasyon bekleniyor ve yeni yıl ile birlikte negatif baz etkisiyle tekrar yükselen bir enflasyon trendine gireceğiz.

Enflasyonda Kalıcı Düşüş İçin Gerekli Adımlar

Enflasyonun kalıcı olarak düşmesi için iki durumun eş zamanlı gerçekleşmesi gerekiyor: Hazine’nin daha fazla borçlanma ihtiyacında olmaması ve Merkez Bankası’nın emisyon artışını yavaşlatması. Ancak bu iki durumdan uzak olduğumuz bir gerçektir. Kamu özel işbirliği projeleri ve Hazine garantili projelerin finansmanının bütçe üzerindeki devasa açıkları sürerken, kur korumalı mevduat yükü nedeniyle Merkez Bankası’nın Hazine’nin nakit ihtiyacı için emisyonu artırma gereği devam ediyor. Kalıcı bir enflasyon düşüşü için Hazine garantili projelerin iptal edilmesi ve Kamu İhale Kanunu’nda kamu yararı ilkesinin ön plana çıkarılarak harcamalarda şeffaflığın artırılması şarttır. Ekonomi yönetimi, enflasyonla mücadelede sadece vergi gelirini artırmakla yetinmekte. Durum böyleyken, kova delik, suyu çay kaşığıyla taşımak anlamına geliyor.

Ciddi Vergi Artışları ve Sonuçları

Son dönemde elektrik, doğalgaz ve akaryakıtta yaşanan hızlı fiyat artışları, ekonomi yönetiminin bu alanlardaki sübvansiyonları azaltmasından kaynaklanıyor. Hazine’nin borçlanma gereği arttıkça, bu sübvansiyon ve transfer ödemelerinin azalması bekleniyor. Ancak vergi artışları ve zamlar, ekonomideki soğuma eğilimi göz önüne alındığında, bir realizasyon krizine (eksik tüketim) yol açabilir.

Bakan Mehmet Şimşek’in Ekonomi Programı

Bakan Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi programının sorunları çözmeye yeteceği tartışmalıdır. Şimşek’in misyonu, uluslararası sermaye çevrelerine yatırım güvencesi sağlamaktır. Geçtiğimiz dönemde ülkenin gri listeden çıkması ve CDS priminin gerilemesi, bazı kredi derecelendirme kurumlarının not artışları, tekelci mali sermaye açısından ülkeyi “borç verilebilir” statüye yaklaştırmıştır. Ancak gelen sıcak para, Türkiye’yi yabancı paraya bağımlı hale getirecek temel bir problem oluşturmaktadır. Gelir dağılımı bozukluğu düzelmeden, Hazine’nin israfının giderilmeden, yurttaşların tasarruf edebilir hale gelmeden bu yabancı para bağımlılığı sorunu çözülemez.

Yıl Sonu Beklentileri

Yıl sonu büyümesinin muhtemelen %3.5 seviyesinde olacağını belirten Prof. Dr. Alçın, kur açısından Merkez Bankası rezervlerinin güçlü TL’nin bir müddet daha korunabileceğini gösterdiğini vurguladı. Ancak yıl sonunda Dolar/TL kurunun 37 TL civarına ulaşması ve politika faizinin %40 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor.

Ekonomideki Temel Problemler ve Çözüm Önerileri

Türkiye, kırılgan 5’li ve daha sonra kırılgan 8’li ülkeler arasında yer almaktadır ve cari açık konusunda en kırılgan ülke konumundadır. Kontrolsüz ve doğayla savaşan üretim tarzı, ağır enerji bağımlılığı, yok edilen tarım nedeniyle ortaya çıkan hammadde bağımlılığı ve düşük teknoloji ağırlığı nedeniyle Türkiye, yoksullaştırıcı bir üretim modeline hapsolmuştur. Bu sarmaldan kurtulmak için, genç nüfusun bilgi, beceri ve yeteneklerini içerecek, ucuz ürüne dayalı rekabet yerine niteliksel ürün rekabetine yönelecek bir sanayi yapısı oluşturulmalıdır. Aksi takdirde, ülke büyüdükçe yoksulluk artacak ve yabancı sermaye bağımlılığı devam edecektir.

Exit mobile version