Belce ÖRÜ
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından düzenlenen geleneksel IICEC Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin ekonomik durumu hakkında bilgi verdi. Bakan Şimşek, “Türkiye, yaşlanmadan zenginleşme fırsatını yakalayabilir. Şu anda orta gelir grubunda yer alıyoruz, fakat 1-2 yıl içinde zenginler kulübüne girebiliriz” şeklinde konuştu.
ZENGİNLEŞEN KİM?
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 2023 yılı için belirlenen kişi başına milli gelir 13.236 dolar ile Türkiye’nin dünya sıralamasında 72. sırada yer aldığını göstermektedir. Ancak, 2024 yılının tamamında bu rakamın 15.666 dolara yükselebileceği ve Türkiye’nin 5 basamak birden yükselerek 67. sıraya çıkacağı öngörülmektedir. Ne var ki, bu olumlu gelişmelerin vatandaşların günlük yaşamına yansımadığını söylemek mümkündür.
Bu yükselişe rağmen, Türkiye, 2003 yılındaki dünya sıralamasına geri dönecek. Üstelik, ülkede ciddi bir enflasyon ve yaşam pahalılığı sorunları da kendini gösterirken, gelir dağılımındaki adaletsizlik ise giderek artmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024 yılında en yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip olan yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay yüzde 48.1 iken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay yalnızca yüzde 6.3’tür. En yüksek gelir grubunun gelirleri son on yılda sadece yüzde 1.6 artarken, 2., 3. ve 4. gelir gruplarındaki kaynakların ise yüzde 1.7 oranında gerilediği gözlemlenmiştir.
Türkiye’de belirli bir kesim, toplam gelirden aldığı payı artırırken, orta gelir grubunun giderek eridiği bir durum söz konusudur. Oysa gerçek bir kalkınma ve refahtan bahsedebilmek için, toplumun geneline yayılan bir zenginleşme sürecinin yaşanması gerekmektedir.
Nüfus Yaşlanırsa Emeklilik Sistemi Felç Olur
Türkiye’deki enflasyon sorunları orta vadede çözüme kavuşsa bile, gelir dağılımındaki adaletsizliklerin toplum üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin devam edeceği öngörülmektedir. Maddi imkansızlıklar, gençlerin evlenme ve çocuk sahibi olma kararlarını olumsuz yönde etkilemektedir. 2001 yılında toplam doğurganlık hızı 2.38 çocukken, bu rakam 2023 yılında 1.51 çocuğa gerilemiştir.
Asıl soru ise, şu anda emeklilik sisteminin 16 milyon vatandaşa yeterince destek olamadığı bir ortamda, nüfusun yaşlanması durumunda bu sorunla nasıl başa çıkılacağıdır. Bu konuda kaygılar o kadar yaygın ki; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde, Nüfus Politikaları Kurulu ve Aile Enstitüsü gibi yapılar kurulmuştur.