Merkez Bankası’nın Konkordato Taleplerine Dair Derinlemesine Analiz

merkez-bankasinin-konkordato-taleplerine-dair-derinlemesine-analiz-DUsT7rbn.jpg

Konkordato Taleplerinin Ekonomik Etkileri: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Analizi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bu yıl içerisinde gerçekleşen konkordato taleplerinin, parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük olan firmalarda yoğunlaştığını vurgulamaktadır. TCMB’nin resmi internet sitesinde, Başdanışman Halil İbrahim Aydın, Uzman Yardımcısı Kadir Gürci ve Yapısal Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Ünal Seven tarafından kaleme alınan “Konkordato Gelişmelerine Yakından Bir Bakış” başlıklı bir analiz yayımlanmıştır.

Analizde, finansal stres altında bulunan firmaların, faaliyetlerine devam edebilmek ve ödeme kolaylığı sağlamak amacıyla konkordato talebinde bulunabildiği ifade edilmektedir. İcra ve İflas Kanunu’nda yer alan konkordato hükümleri, borçlunun borcunun uzatılması, borcundan indirim yapılması veya olası bir iflastan kurtulması gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Bu yazıda, son dönemde gerçekleşen konkordato taleplerinin finansal koşullarla ilişkisi detaylı bir şekilde incelenmiştir.

Firmaların borçluluk durumu, borç ödeme kapasiteleri ve likidite durumlarının konkordato süreçlerinde belirleyici olduğu aktarılmaktadır. Konkordato talebinde bulunan firmaların genel borçluluk seviyesinin, diğer firmalara kıyasla daha yüksek; likidite seviyelerinin ise belirgin bir şekilde daha düşük olduğu gözlemlenmektedir. Bu bağlamda:

  • Konkordato firmalarının ticari borçlarının toplam varlıklara oranı %36 iken, bu oran diğer firmalarda %11 seviyesindedir.
  • Konkordato firmalarının hazır değer (kasa ve banka hesapları) ile kısa vadeli yükümlülükleri arasındaki oran medyanı yaklaşık %2; diğer firmalar için ise bu oran %8 civarındadır.

‘Sıkılaşma Öncesinde de Finansal Sorunları Vardı’

Analizde, şu değerlendirmelere yer verilmektedir:

  • Konkordato talebinde bulunan firmaların, talepte bulunmadan önceki dönemde yüksek borçluluğa ve düşük likiditeye sahip olmaları, finansal koşulların sıkılaştığı dönemlerde dikkat çekici bir durum oluşturmaktadır.
  • Likidite şoklarıyla karşılaşan firmaların, özellikle beklenmedik şoklarla karşılaştıklarında ve borçlanma kapasitelerine yakın olduklarında, ticari kredilerde temerrüde düşme olasılıklarının daha yüksek olduğu bilinmektedir.
  • 2024 yılında konkordato talebinde bulunan firmaların 2023 yılının ilk altı ayına ilişkin çeşitli risk göstergeleri incelendiğinde, bu firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlarının var olduğu görülmektedir.

2024 yılında konkordato ilan eden firmaların, parasal sıkılaştırmanın başladığı 2023 yılı Haziran ayı itibarıyla %41’inin temerrüt halinde, %61’inin yüksek borçlu, %26’sının ise düşük likiditeye sahip olduğu tespit edilmiştir.

Konkordato sürecinin firmaların tedarikçilerine olan ödemelerini erteleme imkanı tanıdığı için, bu firmaların doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik büyüklüklerdeki paylarının önem taşıdığı ifade edilmektedir. Bu kapsamda:

  • TCMB, reel sektör firmalarının temerrüt gelişmelerini iktisadi faaliyet, finansal istikrar ve arz zincirinin devamlılığı açısından yakından takip etmektedir.
  • 2024 yılında konkordato talep eden ve geçici mühlet verilen firmalar, toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin %0,38’ini, toplam istihdamın %0,07’sini, toplam satışların %0,16’sını ve toplam yurtdışı satışların %0,18’ini oluşturmaktadır.
  • Konkordato firmalarının tedarikçileri ise toplam nakdi ticari kredi bakiyesinin %0,23’ünü, toplam istihdamın %0,12’sini, toplam satışların %0,21’ini ve toplam yurtdışı satışların %0,14’ünü oluşturmaktadır.

‘Firmalar Arası Ticaret Etkileniyor’

Analizde, konkordato sürecinin önemli bir sonucu olarak firmalar arası ticaretin etkilenmesi üzerinde durulmaktadır. Konkordato öncesinde firmaların müşteri ve tedarikçi sayısının azaldığı, konkordato sonrasında ise bu sayının yatay seyrettiği gözlemlenmiştir. Bu bağlamda:

  • Konkordato öncesinde tedarikçi sayısındaki azalış, nakit akışı ve borç yönetimindeki yaşanan sorunların diğer firmalar tarafından da hissedildiğini göstermektedir.
  • Bu durum, konkordato firmalarının ticari ilişkilerinin süreç öncesinde zayıfladığını ancak ilgili kanunda öngörüldüğü gibi konkordato sonrasında firmaların faaliyetlerine devam edebildiğini göstermektedir.

Özetle, yüksek borç ve düşük likidite ile çalışan finansal stres altındaki firmaların konkordato taleplerinin dönemsel olarak yükselebileceği, 2024 yılı içerisinde gerçekleşen konkordato taleplerinin ise parasal sıkılaştırma öncesinde de riskli kategoride sayılabilecek ve ekonomideki ağırlığı görece düşük firmalarda yoğunlaştığı sonucuna varılmaktadır.

Exit mobile version