Silikozis Mağdurları 11 Yıldır Adalet Arayışında
Bugüne kadar 5 işçinin ölümüne, 150’ye yakın işçinin ölümcül hastalığa yakalanmasına yol açan silikozis mağdurları, tazminat alabilmek için tam 11 yıldır adaletin yolunu gözlüyor. SÖZCÜ’ye konuşan silikozis mağduru işçiler, mahkemenin işvereni %100 kusurlu bulmasına rağmen hâlâ tazminatlarını alamamış olmaktan şikayetçi.
Mağdurlar, birçok hastanın durumunun giderek ağırlaştığını ve akciğer nakli aşamasına geldiğini, tazminat yolu bekleyen işçilerin çoğunun ciddi ekonomik sıkıntılar içinde yaşadığını belirtiyor. Çalıştıkları iş yerinde tozlu ortama maruz kalarak, tedavisi olmayan bu ölümcül hastalığa yakalandıkları iddiasıyla Güral Porselen firmasına ilk tazminat davasını 2013 yılında açtılar. 2014 yılında ise işveren ve yöneticileri hakkında ceza istemiyle davalarını genişlettiler.
Hastaneden aldıkları ağır raporlar sayesinde, davaların kısa sürede sonuçlanacağına dair umutları yüksekti. Ancak süreç, beklenilenin aksine uzadı ve savcının ceza davasını açması 2020 yılını buldu. Bu süre zarfında işçilerin hastalık düzeyleri %80’lere yaklaşarak, ölümcül bir noktaya geldi. Bu süreçte 3 hasta silikozis teşhisiyle, durumu kötüye giden 2 hasta ise kalp krizi ve benzeri nedenlerle hayatını kaybetti.
FİRMA YÜZDE 100 KUSURLU
İşçilerin davalarını yürüten CHP eski milletvekili Avukat Ünal Demirtaş, Güral Porselen firmasının bilirkişi raporları ve mahkeme kararlarıyla %100 kusurlu bulunmasına rağmen, tazminat ödememek için itiraz haklarını kötüye kullandığını savundu. İşverenin iş güvenliği önlemlerini almadığı ve bu nedenle çalışanların sağlığını kaybettiğini iddia eden Demirtaş, ölümcül hastalığa yakalanan işçi sayısının 150’yi bulduğunu ifade etti.
Ramazan Sinap, “Fabrikaya ‘sağlam’ raporuyla girdik. Ölümcül hastalıkla çıktık. Şimdi merdiven çıkmaya bile zorlanıyorum” diyor.
Maskeyi Bile Çok Gördüler
Silikozis hastalığına yakalanan işçilerden Ramazan Yeğin, yaşadıklarını SÖZCÜ’ye aktarırken, “Güral Porselen’in hammadde kırma ve öğütme bölümündeki aşırı tozlu ortamda yıllarca çalıştım. Bize ayda sadece 4 maske veriyorlardı. Ancak maskeler iki saatte tozla doluyor, biz de havayla temizleyip tekrar tekrar kullanmak zorunda kalıyorduk. Bir arkadaşımız ölünce maskeyi sınırsız vermeye başladılar. Ancak iş işten geçmişti” dedi.
İşçilerden Cengiz Altun da işverenin hiçbir önlem almaması yüzünden ölümcül hastalığa yakalandıklarını savunarak, “Bu süreçte kimse bizim sesimizi duymadı, ama şimdi adalet istiyoruz” şeklinde konuştu.