Türkiye’de Ekonomik Dönüşüm Süreci
Türkiye, son dönemde karşılaştığı yüksek enflasyon ile başa çıkmak amacıyla yeni bir ekonomi yönetimi oluşturdu. Bu yönetim, bir buçuk yılı aşan görev süresinde uyguladığı parasal sıkılaşma politikalarında önemli bir değişim sürecine girmeye hazırlanıyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kasım ayında gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, ilk kez faiz indirim sürecinin başlayacağına dair güvercin bir tutum sergileyerek piyasalara mesaj verdi. Ekonomi çevreleri, bu değişiklikler doğrultusunda şimdiden pozisyon almaya başladı.
BANKALARDA FAİZ DÜZENLEMESİ
TCMB’nin yeni yıl ile birlikte uzun vadeli bir faiz indirim döngüsüne gireceği beklentisi, bankaların mevduat faiz oranlarında dikkat çekici bir değişikliğe yol açtı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarının tasfiye edilmesi amacıyla, geçtiğimiz aylarda %50’nin üzerine çıkmış olan Türk lirası mevduat faizleri, yeni dönemde beklenen faiz indirimleri ile birlikte hızla düşmeye başladı.
Ayrıca, bankalar TCMB’nin radikal faiz indirimlerine gitme ihtimalini de fiyatlamaya başladı. Ekonomideki belirsizliklerin artması, uzun vadeli mevduat tercihlerini dezavantajlı hale getirirken, bankalar yüksek faiz oranlarını yalnızca 3 ay ve altında vadeli hesaplara sunmaya yöneldi.
- Geçtiğimiz aylarda %45 ila %50 arasında değişen 6 aylık mevduat faizi oranları, günümüzde birçok özel banka için %35-38 seviyelerine gerilemiş durumdadır.
- Buna karşın, bankalar 32 gün veya 92 günlük vadelere %45’in üzerinde faiz sunmaya devam etmektedir.
SÜPRİZ YOK, YIL SONUNA KADAR İSTİKRAR BEKLENİYOR
Öte yandan, uluslararası finans kuruluşları, TCMB’nin ocak ayı itibarıyla başlaması planlanan faiz artırımlarında herhangi bir sürpriz yaşanmayacağını öngörüyor. ABD’li yatırım bankası JPMorgan, faizlerin %2 seviyelerinde periyotlar halinde düşürüleceğini tahmin ederken, Türkiye’nin 2025 yılını %30’luk politika faizi ile tamamlamasının muhtemel olduğunu belirtiyor.