Donald Trump’ın Dışişleri Bakanı Adayı: Mark Rubio
ABD’nin 47. Başkanı olarak görevine başlayan Donald Trump, yeni Dışişleri Bakanı olarak Cumhuriyetçi Florida senatörü ve eski Başkanlık aday adayı rakibi Mark Rubio’yu işaret etti. Bu durum, Trump’ın kabinesine dahil ettiği ikinci büyük rakip olma özelliği taşıyor. CNN’in haberine göre Trump’ın “düşünce tarzına aşina” olan kaynaklar, 53 yaşındaki Rubio’nun Dışişleri Bakanı olarak atanmasını istiyor.
Rubio, Cumhuriyetçi Partinin en etkili konuşmacılarından biri olarak öne çıkıyor ve Trump’ın ilk başkanlık döneminde “ABD’nin Latin Amerika’daki fiili Dışişleri Bakanı” olarak anılmıştı. Küba kökenli bir aileden gelen Rubio’nun Dışişleri Bakanı olarak seçilmesi, uzmanlar tarafından Çin’e karşı stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Çin’e karşı “şahin” bir tutum sergileyen Rubio, Asya ülkesinin ekonomik ve sosyal politikalarının sıkı bir eleştirmeni.
Rubio’nun Politikaları ve Görüşleri
Mark Rubio, Hamas’ı bir terörist örgüt olarak tanımlayarak, İsrail’in kendini savunma hakkına sahip olduğunu savunuyor. İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik saldırıları hakkında “bunların hepsi vahşi… Ne gerekiyorsa yapılmalı” şeklinde ifadelerde bulunmuştu. Ukrayna konusunda ise, Rusya’ya karşı daha fazla yardım yapılmaması gerektiği fikrini destekliyor ve Trump’ın aksine Rusya’yı işgalden dolayı açık bir şekilde suçlamaktan çekinmiyor.
Türkiye’ye yönelik eleştirileri de dikkat çekici. Rubio, Türkiye’nin insan hakları konusundaki gerilemesini dile getirerek, Türkiye’nin sözde Ermeni soykırımını tanıması ve YPG’ye karşı gerçekleştirilen operasyonların durdurulması için ABD’nin baskı yapmasını öngören bir dilekçeyi 2021 yılında Biden yönetimine sunmuştu. Bu mektupta, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikası zaman içinde daha saldırgan bir hale geldi. Son yıllarda Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan ABD destekli Kürtlere saldırıda bulundu, ABD teknolojisiyle uyumlu olmadıkları yönündeki uyarılara rağmen Rus hava savunma sistemleri satın aldı ve Azerbaycan’ı Ermenistan’la olan toprak anlaşmazlığını çözmek için şiddet kullanımına teşvik etti” ifadelerine yer verildi.
Rubio’nun Türkiye karşıtı tutumu, ABD-Türkiye ilişkilerine olumsuz yansımaları olabileceği düşüncesini doğuruyor. Trump’ın Erdoğan ile olan kişisel ilişkileri, gelecekteki kabinede bu durumu dengelemek için yeterli olmayabilir.